"بالغ الأهمية" - Translation from Arabic to Turkish

• çok önemli
• önemli bir
• çok önemlidir
• derece önemli
• çok kritik

ve bu, gıda güvenliğinin gelişimini nasıl düşündüğümüz açısından çok önemli.
وهذا أمرٌ بالغ الأهمية بالنسبة لطريقة تفكيرنا في تحسين أمننا الغذائي.

Burada olmaktan ve çok önemli gördüğüm bu konuyla ilgili konuşmaktan dolayı şeref duyuyorum.
يشرفني أن اكون هنا .. ويشرفني ان اتحدث عن هذا الموضوع والذي أعتقد انه بالغ الأهمية

Bu nedenle çok önemli.
وهذا ما يجعل إعادة استعمالها أمراً بالغ الأهمية.

Pekâlâ, dinleyin baylar. önemli bir şey var, tamam mı?
حسناً، إستمعوا يا رفاق، لدي شيء بالغ الأهمية هُنا، إتفقنا؟

JD: Her şeyden önce, benim bu hizmetteki kişisel amacım olan inandığım temel şey; toplu konuşma çok önemlidir.
حسنًا، أولاً وقبل كل شيء، هدفي الشخصي من الخدمة هو أنني أؤمن بشكل أساسي أن الحوار الاجتماعي بالغ الأهمية.

Bu farklı bir bağlamda çok önemli.
ويعتبر هذا أمًرا بالغ الأهمية في سياق آخر.

Eğitimi vurguluyoruz. Bu çok önemli.
لذا نؤكد على التدريب. التدريب أمر بالغ الأهمية

Bu belirsizliğin çok önemli olduğu ortaya çıktı.
إذ أن عدم اليقين يبدو أمرًا بالغ الأهمية.

Kulağa ilginç geliyor... fakat birazdan çok önemli bir konferansa katılacağım.
كل هذا يبدو مشوقاً ولكن للأسف عندي مؤتمر هاتفي بالغ الأهمية في غضون دقائق.

Dr. Toni Baines zamanlamanın çok önemli olduğunu hatırlatıyor.
الدكتور توني بينز يذكرنا أن التوقيت أمر بالغ الأهمية.

Aile geçmişiniz sizin için çok önemli, değil mi?
تاريخ عائلتك بالغ الأهمية بالنسبة إليك، أليس كذلك؟

Ruhu olan bir vampir hakkında kehanette bulunan bu kelime çok önemli.
إنه بالغ الأهمية أن يعرف مصاصى الدماء ذوى الروح نبؤتهم

Ringaların yumurtlamaları, sahildeki pek çok hayvanın yaşamları için çok önemli bir olaydır.
موسم تبويض الرنجة هو حدث بالغ الأهمية في حياة العديد من الحيوانات علي طول الساحل

Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim ve umarım bunu....
أنا أريد أن أقول لكى شيئاً بالغ الأهمية و أنا آمل أننى أستطيع فى الواقع لقد كتبت كل هذا عنكى فى الطائرة

İnan ki çok önemli olmasaydı seni rahatsız etmezdim.
أسمعي, لم أكن أبدا ً لأسألك إذا لم يكن الموضوع بالغ الأهمية

Şu an bir işimi halletmem için sadece bir saate ihtiyacım var. çok önemli, tamam mı?
أحتاج الآن لأخذ ساعة لمعالجة أمر بالغ الأهمية

- Kontrol onun için çok önemli.
التحكم في الأحداث امر بالغ الأهمية بالنسبة له

Ve o yeri kutsal tutmaya çalışmak bence çok önemlidir.
وأعتقد أنه أمر بالغ الأهمية أن تبقي ذلك المكان مقدّساً

Baba, son derece önemli olmasaydı seni asla aramazdım.
أبي، لم أكن لأطلب هذا منك لولا أن الأمر بالغ الأهمية

Özenli ve yavaş olmamız lazım çünkü kan kaybı çok kritik.
نحتاج لأن نتحلى بالدقة وتنفيذ الأمر ببطيء لإن الدم المفقود أمر بالغ الأهمية