| Güzel, bana dokunmazsan iyi olur, kızlara ilgi duymadığım için biraz içim gıcıklanıyor. | Open Subtitles | عظيم فقط، تعلمين، لا تلمسيني لأنني لا أهتم بالفتيات هذا نوعاً ما يقرفني |
| Kalıp kızlara bakmam gerekiyor. | Open Subtitles | سأبقى في المنزل وأعتني بالفتيات والجراء الحديثة الولادة |
| Aynı şekilde, çoğunlukla kızları, onların güzel saç ve elbiseleri için ama erkekleri zekaları için tamamladığımızda bir değer iletiriz. | TED | وعلى نفس المنوال، فنحن نعبر عن قيم محددة عندما نشيد بالفتيات بالإشادة بشعرهن الجميل أو لباسهن الجميل، ونشيد بذكاء الصبيان. |
| kızları önemseyen birilerinin burda olması. | Open Subtitles | أنا سعيد لأن هناك شخص سيهتم بالفتيات معي |
| Nasıl olur da kızlar konusunda bu kadar heyecanlı olmazsın? | Open Subtitles | لماذا لا أراك متحمساً هكذا إذا تعلق الموضوع بالفتيات ؟ |
| Etrafları hep senin gibi güzel kızlarla doludur değil mi? | Open Subtitles | انهم جميعا مولعون بالفتيات الجميلات مثلكِ في جميع أنحاء المدينة. |
| Ya kızlara? | Open Subtitles | ما الذى تفعله بالفتيات أتعرفماالذىيعنونهلى؟ |
| kızlara iyi bakmalısın. Onları mutlu etmelisin. | Open Subtitles | وعليك الإعتناء بالفتيات لتجعلهن سعداء أيضا |
| Ücra adalarda karşılaştığım tüm kızlara yaparım bunu ben. | Open Subtitles | أفعل هذا دائماً بالفتيات التي أقابلهن في الجزر المهجورة |
| Ücra adalarda karşılaştığım tüm kızlara yaparım bunu ben. | Open Subtitles | أفعل هذا دائماً بالفتيات التي أقابلهن في الجزر المهجورة |
| 13 yaşında kızları keşfettiğin dönemi anlatmayacağım. | Open Subtitles | سأخبرهم حين كنت في الثلاثة عشر وبدأت تهتم بالفتيات. ما رأيك بهذا؟ |
| Önce en küçük, sonra da en sevimli kızları seçtiler. | Open Subtitles | بدايةً قاموا بإختيار الأصغر وبعد ذلك بالفتيات الجميلات |
| Okuldaki sadece memeleri olduğu için dünyayı yönetebileceklerini sanan kızları. | Open Subtitles | بالفتيات في المدرسة اللائي يحسبن أنهن يستطعن حكم العالم فقط لأن لديهم أثداء |
| kızlar gittikten ne kadar sonra Bayan McCraw gitmiş? | Open Subtitles | كم كانت المُدة التي انتظرتها السيدة ماكرو باللحاق بالفتيات ؟ |
| kızlar zemin jimnastiği sona eriyor. | Open Subtitles | . حسنٌ ، هذه نهاية فقرة المسابقة بالفتيات |
| Kafanı pencereden fırlatılmaktan kurtarmak için bir ev dolusu beyaz kıçlı kızlar gibisi yoktur. | Open Subtitles | لاشيء يأخذ عقلك اكثر من غرفة مليئة بالفتيات الحسناوات |
| Böyle bir şey söylersiniz, tüm arkadaşlarınız güler ve kızlarla iyi olduğunuzu düşünürler. | Open Subtitles | أن تعطي تصريحا مثل ذلك سيضحك جميع رفاقك و يظنون أنك مهتم بالفتيات |
| Littleton'a gideceğini bu yüzden de kızlarla birkaç saat daha ilgilenmemi istedi. | Open Subtitles | وسألني اذا بإمكاني أن أعتني بالفتيات لبضع ساعات إضافية بينما يذهب لليتلتون |
| Onu sakinleştirdiğini, rahatlattığını, uçma korkusunu yenmesine ve kızlarla tanışmasına yardım ettiğini söylemişti. | TED | وكان يقول عن هذه الهواية .. انها تريحه وساعدته على التخلص من الخوف من الطيران .. وساعدته على الالتقاء بالفتيات .. |
| Elimizdeki kıza en yakın olan tek insan sensin! Yakalayın onu! | Open Subtitles | أنت أقرب ما سنصل إليه فيما يتعلق بالفتيات ، أمسكوه |
| Evet, fakat ben o pek çok kızla ilgilenmiyorum efendim. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، أنا لست مهتماً بالفتيات الأخريات ياسيدي |
| Bakın, eğer küçük Kızların malafatınıza ulaştığı posterler yapıyorsak sizler de söz yüzükleri takmak zorundasınız, yoksa Disney şirketinin imajı kötü görünür. | Open Subtitles | أترون، إذا صنعنا الإعلانات بالفتيات الصغيرات يبحثن عن تفاهتك، وبعدها يجب أن ترتدوا خواتم النقاء |
| 12 yaşımızda nasıldı hatırlasana? kızlardan hoşlanmazdık bile. | Open Subtitles | تتذكر عندما كنا في الثانية عشر من عمرنا عندما لم نكن نهتم بالفتيات بعد |
| Bir Kız işi yapmam lazım. Sonra evde görüşelim mi? | Open Subtitles | عليّ أن أقوم بشيء خاص بالفتيات سأراك لاحقاً في المنزل |