| Arka bahçede toprak yiyen çocuk değil mi o? | Open Subtitles | أليس هو ذاك الولد الذي إعتاد على أكل الأوساخ بالفناء الخلفي؟ |
| O gün bahçede seni gördüğümde oğlumu düşündüm. | Open Subtitles | عندما رأيتك لأول مره ذاك اليوم بالفناء تذكرت إبني |
| Geçen hafta bahçede saklanıyordu. | Open Subtitles | كانوا مختبئين بالفناء الخلفي الاسبوع الماضي |
| Salon senin, bahçe benim. | Open Subtitles | أنت خذ القاعة الرئيسية وأنا سأتكفل بالفناء |
| bahçe satışında bir şeyler satarken yalan söylediğimden beri başıma bir sürü kötü şey geliyor. | Open Subtitles | مالذي يحدث ؟ حسن , منذ أن كذبت لبيع أغراض بالفناء الكثير من الأشياء السيئه تحدث لي |
| David, bir dakikalığına avluda oturabilir miyiz? | Open Subtitles | ديفيد هل بإمكاننا الجلوس بالفناء لدقيقة؟ |
| Hissediyorum, ve son bir kaç haftadır birileri arka bahçede saklanıyor. | Open Subtitles | أستطيع أن أشعر به, ومن ثم شخص ما في الأسابيع القليلة الماضية كان يختبئ بالفناء الخلفي |
| bahçede sıcak, yumuşak bir ballı çöreği paylaşırlarken görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رصدتهم بالفناء يتشاركون بكعكٍ مملح وناعم وحار .مع خردل بالعسل |
| Ve sen bahçede boğazına kadar gömülmüşken, suç ortağın, sağır bir kızın kafasını biçti. | Open Subtitles | وبينما كنتِ مدفونه حتى عنقك بالفناء جز شريكك رأس فتاة صماء |
| Evet, ya bu harika deri koltukta ya da normal bir film yıldızı gibi bir kahve alarak arka bahçede okurum. | Open Subtitles | عن ظهر قلب ... أجل، هنا تماماً على هذه الأريكة الجلدية الرائعة وسأتناول الفطور بالفناء |
| Evet ama bahçede başka bir ceset gömülü. | Open Subtitles | أجل، ولكن هناك جثة أخرى مدفونة بالفناء |
| bahçede ayaklanma, gardiyanlar alarmda. | Open Subtitles | اعمال شغب بالفناء آمر السجن متشدد |
| Bir bahçede, apartmanın kapıcısıyla top oynadığımı hatırlıyorum | Open Subtitles | أتذكر ركل الكرة بالفناء مع بواب |
| Bir gün ben ve ufaklık bahçede oynuyoruz çocuğun topu caddeye kaçtığı sırada... ben... ben birden bir halüsinasyonla konuşmaya başlıyorum. | Open Subtitles | ماذا لو أنني ألعب مع صغيري يوماً ما لعبة مسك الكرة بالفناء و... وفجأة أبدأ بالحديث |
| - Toprak altı mahzeninin orada arka bahçede. | Open Subtitles | -إنّه على قبو مخزن بالفناء الخلفي، هيا بنا . -قبو مخزن؟ |
| Haydi, babam arka bahçede. | Open Subtitles | هيا بنا، أبي بالفناء الخلفي. |
| Ben bahçe çalışması simülatörüne girmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الذهاب إلى محاكي العمل بالفناء |
| Sadece bahçe işlerini yapacak birine ihtiyacın var sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت بأنك ِ أردت ِ واحد للعمل بالفناء |
| Arka bahçe, arka bahçe, tuvalet, okyanus, bilmiyorum, arka bahçe, Flanders'ın posta kutusu, Lenny'nin derin dondurucusu, lastik ateşi. | Open Subtitles | دُفن بالفناء الخلفي ، والآخر كذلك، رميناواحداًبالمرحاض.. وآخر بالمحيط، نسيت أين الآخر دُفن آخر بالفناء الخلفي، وآخر بصندوق بريد (فلاندرز) |
| Bitirince avluda bir delik var. | Open Subtitles | وعندماتنتهونمن هذا، أعتقدأننىأُريدحفرةأخرى بالفناء. |
| avluda olanları duyuyorduk. | Open Subtitles | كنا من خلالها نسمع مايدور بالفناء |