"بالكرسي" - Translation from Arabic to Turkish

    • sandalyeye
        
    • sandalye
        
    • Sandalyeyi
        
    • sandalyede
        
    • sandalyeyle
        
    • koltuğa
        
    Karanlık bir oda, birkaç insan ve sandalyeye bağlanmış birini gördüm. Open Subtitles ، رأيت غرفة مظلمة ، بعض الناس و شاب مقيد بالكرسي
    Ama her neyse, bir kısmında sandalyeye bağlı bir adam vardı. Open Subtitles لكن مهما كان الأمر ، هذا الشاب المقيد بالكرسي جزء منه
    Peki tekrar tekerlekli sandalyeye dönme olasılığım var mı? Open Subtitles اذاً, من المحتمل ان ينتهي بي المطاف بالكرسي المتحرك ثانيةً ؟
    Yoksa seni o üzerinde oturduğun sandalye ile ölümüne döverim. Open Subtitles قبل أن أضربك حتى الموت بالكرسي الذي تجلس عليه ماذا؟
    Sandalyeyi atan ben değilim Sandalyeyi Woodcock atıyor. Open Subtitles لست انا من رماه بالكرسي كان وودكوك من رماه بالكرسي
    Louisiana'da elektrikli sandalyede idam edilmiş, öyle değil mi? Open Subtitles تم إعدامه بالكرسي الكهربائي في لويزيانا, أليس كذلك؟
    sandalyeyle ilgili bir sorun olursa kardeşinin fazladan üç haftası daha olabilirmiş. Open Subtitles قال أنه إن حدث خلل بالكرسي سيكون أمام أخيه ثلاثة أسابيع أخرى
    Sıcaklık 0'ın altında. soğuktan taşaklarım koltuğa yapıştı. Open Subtitles . إنها تحت الصفر , يا رجل . مؤخرتي ألتصقت بالكرسي
    Vay be, bu aptal, elektrikli sandalyeye üç kez oturmuş ama henüz ölmemiş. Open Subtitles اللعنة، هذا الأحمق عوقب بالكرسي ثلاث مرات، ولم يمت لحد الآن
    Onu sandalyeye baglıyorum because Sigarayı bırakıcak o onu öldürmeden önce. Open Subtitles لقد قيدتها بالكرسي لأنها ستتوقف عن التدخين قبل أن يقتلها
    Zach eve dönmüş ve Emily'i sandalyeye bağlı bulmuş. Open Subtitles عاد زاك للمنزل و وجد إيميلي مربوطة بالكرسي
    Tam olarak kendimi sandalyeye bağlayıp ağzımı koli bandıyla bantladıktan sonra. Open Subtitles بعد أن وثقت نفسي بالكرسي وأغلقت فمي بالشريط اللاصق
    Buradakilerden kim olursan ol ya da ne kadar sert olduğunu sanırsan san hep o sandalyeye bağlı olan .mcık olarak kalacaksın. Open Subtitles لا يهم من يوجد هنا , ولا ما هو شعورك بانك قوي ستبقى الجبان الذي ربط بالكرسي
    Kardeşim kasten değiştirilmiş deliller yüzünden işlemediği bir suçtan dolayı elektrikli sandalyeye götürülecek. Open Subtitles أخي يواجه الموت بالكرسي الكهربائي تم القبض عليه لجريمة لم يرتكبها
    Neye değer ki, bu kadar yıl boyunca sandalyeye oturan birçok adam tanıdım ve o günler geçtikçe yapabileceğin tek şey; Open Subtitles إن كان هذا سيفيدك طوال الأعوام السابقة عرفت عدة رجال أعدموا بالكرسي الكهربائي و بينما يقترب اليوم
    Yarın elektrikli sandalyeye oturtacağımız bir mahkum var ama artık yapamayacağız. Open Subtitles لدينا سجين محكوم عليه بالاعدام غدا بالكرسي الكهربائي، والان لا يمكننا اعدامه
    Ofisine tekerlekli sandalye girişi yapmalısın. Open Subtitles يجب أن تصنع مدخلاً خاص بالكرسي المُتحرك للدخول إلى مكتبك
    Elektrikli sandalye, gidiyor, gidiyor, git-ti. Open Subtitles الإعدام بالكرسي الكهربائي ثم الكرسي الكهربائي ، ثم الكرسي الكهربائي
    Ve Kuduz Köpek bana fazla geldiği zaman çelik Sandalyeyi kırıyordum. Open Subtitles وعندما يكون مادوغ صعباً علي كنت اضربه بالكرسي الحديدي
    Onun Sandalyeyi boylamasının nedeni bu olabilir. Open Subtitles ,إني أقول فحسب, أنه قد يكون هذا ما جعله يبدأ بالكرسي
    Orada çalıştığım sürece tekerlekli sandalyede oturmak zorunda kalacağım ama olsun varsın, buna değer. Open Subtitles سيتطلب مني البقاء بالكرسي المتحرك مادمت اعمل بذلك لكن لا يهم , مادام الامر يستحق ذلك
    Gantry elektrikli sandalyeyle korkutuyor, sense günah çıkarırsa onu kurtarıyorsun. Open Subtitles جانتري يخوفه بالكرسي الكهربائي وانت تنقذه اذا اعترف
    Ön koltuğa bin, Robbie. Open Subtitles اركب بالكرسي الامامي يا روبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more