| Bu sistemi anlamak için, tüneme üzerine basit, bağımsız kurallara sahip bir bilgisayar modeli geliştirdik ve sanal bir yarasa kolonisiyle binlerce günlük simulasyon yaptık. | TED | لفهم هذا النظام، قمنا ببناء نموذج بالكمبيوتر للجثوم، قائم على قواعد بسيطة، فردية، و حاكينا الآلاف و الآلاف من الأيام في مستعمرة الخفافيش الافتراضية هذه. |
| Seramik, fotoğrafçılık ve bilgisayar görüntülememiz var, | TED | لدينا اعمال الخزف وفن التصوير و التصوير بالكمبيوتر |
| Dr. Patel'in, Chile ve Hawaii'deki teleskop verileri isiginda bilgisayarla gelistirildi. | Open Subtitles | لقد حسناها بالكمبيوتر , وفقا لقراءات د.باتيل من تليسكوبات تشيل وهاواي |
| Bir bilgisayara bağlamam gerekiyordu, yani her yerde eğitemiyordum. | TED | كان علي توصيلها بالكمبيوتر ، إذ لا يمكن تدريبها في أي مكان. |
| Yeni bir platformda çalışan Bruce'un bilgisayarda üretilmiş bir versiyonunu bakalım. | TED | ولنلقي نظرة على النسخة المولدة بالكمبيوتر لبروس، يعمل في بيئة جديدة |
| Bir işadamının Bilgisayarlarla ilgili bilgisi olmalıdır. Haydi! | Open Subtitles | رجل الأعمال يجب أن يكون على دراية بالكمبيوتر كفى |
| Yanlış sinyalleri önlemek adına, bilgiler bilgisayarın sürücüsünde tamamen mühürlü kutuya bağlı. | Open Subtitles | لمنع الحصول على نتائج مزيفة فإن البيانات تجمع بشكل أعمى في صندوق محمي على القرص الصلب بالكمبيوتر |
| Para bir tıkla bilgisayardan Amerika'ya nasıl gidecek? Amerika mı? | Open Subtitles | أن تذهب الى امريكا بضغطة من زر على لوحة المفاتيح بالكمبيوتر |
| Gelen bilgiye dayanarak yeni istikametinin bilgisayar tahmini. | Open Subtitles | الآن, سأعطى إسقاطاً جديداً بالكمبيوتر للوجهة الجديدة بالإرتكاز على المشاهدة |
| Evet, ben bir bilgisayar kovboyuyum. İşte bu benim. | Open Subtitles | نعم أنا راعي بقر خبير بالكمبيوتر هذا ما أنا عليه |
| - Ben bir bilgisayar uzmanıyım. - Ben ne dedim? İneksin. | Open Subtitles | ـ أنا خبيرة بالكمبيوتر ـ هذا ما قلته أنك إنعزالية |
| senin yaptığın işi 75 bilgisayar diskinin yapabileceğine eminim ve binlerce araştırma dosyasını ofisimde bıraktım. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن ذكاؤك سيعمل على الــ 75 قرص بالكمبيوتر وآلاف الصفحات من البحوث التي على مكتبي |
| Buradaki insanlar, programcılığa aşık ve bilgisayarla yapabilecekleri herşeyi araştırmaya bayılıyorlar. | Open Subtitles | اناس احبوا البرمجة احبوا معرفة ما يمكنهم عمله بالكمبيوتر |
| bilgisayarla yapabildiği tüm o şeyler... | Open Subtitles | الأشياء التي يُمْكِنُها فعلها بالكمبيوتر |
| Elektronikle ya da bilgisayarla ilgili her şey elinden gelir. O bizim gözümüz, kulağımız. | Open Subtitles | يمكنه فعل أي شيء مرتبط بالكمبيوتر والإلكترونيات, إنه أعيننا وآذاننا |
| Çünkü beyne herhangi bir elektrik bağlantısı olduğunda bunu beyni bilgisayara bağlamak için kullanabilirsiniz. | TED | لأنه وبمجرد أن يكون لديك توصيل كهربائي مع الدماغ، فبإمكانك أن تستخدمه لربط الدماغ بالكمبيوتر. |
| - Nasıl olacak? bilgisayara bağlı, bu da demek oluyor ki sen onu görüntüleyebilirsin. | Open Subtitles | إنّه متّصل بالكمبيوتر أي بإمكانك الولوج إليه |
| Mermi kovanını, muhtemel saç örneğini ayak izini, parmak izini veya bilgisayarda kontrol edebileceğiniz şeyleri arayacağınız yer... | Open Subtitles | عليك أن تبحث هناك عن غلاف رصاص عينات الشعر المحتملة، آثار أقدام وبصمات الأصابع، أي شيء تستطيع تفقده بالكمبيوتر |
| - Bilgisayarlarla ilgilenir misin? | Open Subtitles | هل إنت مهتمة بالكمبيوتر ؟ أقضى وقتا طويلا فيه |
| Yani hastanın oda arkadaşlarını gerçekten bilgisayarın şifresini kırmaları için zorladın mı? | Open Subtitles | إذن فقد أجبرت زملائه فى الغرفة على كسر الحمايه الخاصه بالكمبيوتر |
| Kredi kartını aptal bilgisayardan mı geçireceksin? | Open Subtitles | انت تمرر بطاقتك بالكمبيوتر اللعين؟ |
| Tanı koymaları için sizi Global Dynamics'in ana bilgisayarına bağlayayım mı? | Open Subtitles | هَلْ ارْبطُك إلى كلوبال ديناميك بالكمبيوتر المركزي لتشخيصي.. |
| Artık hayatlarımızı bilgisayarlar yönetiyor. | Open Subtitles | حياتنا كلها الآن تدار بالكمبيوتر |