| Evde, kendi yaptığı alev peleriniyle dolaşır. | TED | تتجول داخل المنزل مرتدية عباءة باللهب قامت بصناعتها وحدها. |
| Bu duvarı bitirip akşam güneşi... üzerine vurduğunda alev alev parıltısını görmek konusunda kararlıyım. | Open Subtitles | أنا مصممة على الانتهاء من هذا الجدار لِكي نراه يعلو باللهب عندما تصله أشعة شمس الغروب |
| Yani o kadar ateşliydi ki o ucuz otel odasının alev almadığına şaşırdım. | Open Subtitles | أعني، لقد كان ساخنًا جدًا. أنا متفاجئة أن ذلك النزل الرخيص لم يشتعل باللهب. |
| Doktor isini hallettikten sonra teninde meydana gelecek hafif bir esinti bile senin bana kendini oldurtmek icin yalvarmana yetecek. | Open Subtitles | و عندما ينتهي الشعور باللهب المنبعث من جلدك سيكون كافيا لتترجني كي أقتلك |
| Doktor işini hallettikten sonra teninde meydana gelecek hafif bir esinti bile senin bana kendini öldürtmek için yalvarmana yetecek. | Open Subtitles | و عندما ينتهي الشعور باللهب المنبعث من جلدك سيكون كافيا لتترجني كي أقتلك |
| Bölgenin bir yeri yeniden alev almıştı. | Open Subtitles | المنطقة مليئة باللهب |
| - Birden alev aldı. | Open Subtitles | -أشتعلت السيارة باللهب كاملة |
| Bu yüzden "alev" deniyor. Öyle. | Open Subtitles | لهذا يسمى باللهب - نعم - |