| Bunun bir lise olduğunu düşündüm, gitmeyeceğimden emindim, buna karar verdim. | Open Subtitles | أعتقد أني كنت بالمدرسة الثانوية حين قررت قطعا بأني لن أذهب |
| LİSE SPOR SALONU | Open Subtitles | صالة الرياضة بالمدرسة الثانوية صالة الرياضة بالمدرسة الثانوية |
| lisede ve yaz tatillerinde. Mükemmel günlerdi. | Open Subtitles | حتى ألتحاقى بالمدرسة الثانوية وقد كنت أمضى كل أجازة لى فى مرح |
| Kendimi lisede gibi hissediyorum. Evet. Ama partideki kavalyemde silah yoktu. | Open Subtitles | هذا يشعرني وكأنني بالمدرسة الثانوية أجل ولكن في حفل التخرج كان علي أن ألبس مسدس |
| Lisedeyken düş kırıklıklarımı, sınıf arkadaşlarıma ayrıntılı işkenceler tertipleyerek açığa vururdum. | Open Subtitles | بالمدرسة الثانوية , نفسّتُ إحباطي بإبتكّار شرح تعذيبى ، لزملائى بالفصل. |
| Thrall Galerisine gönderdiniz mi? Lisedeyken fotoğraflarımı.. | Open Subtitles | أجل، أرسلت عينات إلى كل مكان عندما كنت بالمدرسة الثانوية |
| Orta okulda seni üç kere geçmiştim. | Open Subtitles | كنت قد سبقتك ثلاث مرات في أول سنة بالمدرسة الثانوية. |
| İşte bu yüzden bana Amerika'da liseye gitmemi söylemeleri saçmalıktı. | TED | لهذا في أمريكا، كان ذلك سخيفاً نوعاً ما أنهم قالوا أنه يجب علي الالتحاق بالمدرسة الثانوية |
| Şirketimi, lisedeki en acımasız kız olduğun zamanlardaki gibi yönetiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تُديري اعمالي كأنـك مازلتِ هذه الفتاه الوضيعة بالمدرسة الثانوية |
| Yatağınız üzerinde açık bir bavul farkettim. Evet, lise toplantısı için doğuya uçuyorum. | Open Subtitles | نعم ، سأعود إلى الشرق لاجتماع بالمدرسة الثانوية |
| Şuraya bak, lise yıllarındaki gibi gene tahta sıralardayız. | Open Subtitles | يا رفاق، أشعر أننا بالمدرسة الثانوية و نحن نجلس على طاولة المتميزين |
| Cinayet akşam, lise sahasında gerçekleşti yetişkinlerin olabileceği bir yer gibi değil. | Open Subtitles | حسناً ، وقعت جريمة القتل في الليل في ملعب بالمدرسة الثانوية ليس مكاناً مرجّحاً أن تجد فيه الكبار |
| Başkan meşgul adamdı, önemli adamdı ve bana lise kariyerimin hikayesini anlatmak üzereydi. | Open Subtitles | المدير رجل مشغول , ورجل مهم. وكان على وشك ان يعطيني قصتي لمهنتي بالمدرسة الثانوية |
| lisede beden eğitimi dersine girmezdim ben. | Open Subtitles | بالمدرسة الثانوية كنت دائماً ما أعتذر عن النشاط الرياضي |
| Zaman ilerledikçe Rasputia ve ben giderek daha da yakınlaştık... hem lisede hemde birer yetişkin olarak. | Open Subtitles | مع مرور الوقت , انا وراسبيوشا اصبحنا اقرب واقرب بالمدرسة الثانوية كبالغين |
| - Tabii. Bir yere kadar lisede nasılsanız öylesinizdir. | Open Subtitles | المرء يبقى نفسه دوماً كما كان بالمدرسة الثانوية |
| Utanç verici ama Lisedeyken sana bir keresinde sana oyun yazdım. | Open Subtitles | أعلم إنّ هذا محرج، لكني كتبت لكِ مسرحية بالمدرسة الثانوية |
| Lisedeyken seni Bahar Balkabağı Dans'na davet etmiştim. Ve sen beni reddetmiştin. | Open Subtitles | بالمدرسة الثانوية ، طلبت منك مرافقتي لحفلة رقص القرع ورفضتني |
| "Ezik" okulda pek sevilen bir tip değil tabii. | Open Subtitles | أن تكون مختلفاً أمر لا يمكن تحمّله بالمدرسة الثانوية |
| liseye beraber gittiği bir kızdı. | Open Subtitles | لقد كانت الفتاة التي درس معها بالمدرسة الثانوية |
| lisedeki bir öğretmen, Bayan Luthor Clark'ı, arabasını yakarken görmüş. | Open Subtitles | معلمة بالمدرسة الثانوية السيدة لوثر تدعي أن كلارك أشعل النار في سيارتها |
| Bu, liseli bir çocuktan ne istediklerini açıklamıyor. | Open Subtitles | هذا لا يفسر ماذا يريدون من الفتي الذي بالمدرسة الثانوية |
| Lisenin yeni rehberlik öğretmeniyim. | Open Subtitles | أنا مستشارة التوجيه الجديدة بالمدرسة الثانوية |
| Hatta liseden bir öğretmenim hayvan kemiklerini incelemem için kendi laboratuvarımı kurmama yardım etti. | TED | حتى أن مدرساً بالمدرسة الثانوية ساعدني لإنشاء مختبري الخاص من أجل دراسة عظام الحيوانات. |