| Sanırım babam hâlâ ona olanlardan dolayı kendini sorumlu tutuyor. | Open Subtitles | أعتقد أن والدي لا يزال يشعر بالمسؤولية لما حدث لها؟ |
| Öyle de işte onu nasıl olduğunu bilirsin. Kendini sorumlu hissediyor. | Open Subtitles | حسنا، ولكن الحقيقة انت تعرف كيف هو يشعر بالمسؤولية عن ذلك |
| Bakın, burada olay şu: Nick, Trubel için sorumlu hissediyor. | Open Subtitles | انظروا، يا رفاق، النقطة هي انه يشعر بالمسؤولية تجاه تروبل |
| HW: Bu kolektif sorumluluk duygusu bazen kültürde biraz eksik olur. | TED | هيلين والترز: هذا الشعور بالمسؤولية الجماعية أحياناً مفقود في هذه الثقافة. |
| Sana hiç hiperaktif sorumluluk hislerin olduğunu söylemiş miydim ? | Open Subtitles | هل اخبرتك من قبل انه لديك حس مفرط بالمسؤولية ؟ |
| Beyaz erkek olma kısmı seni sorumlu, suçlu hissettiriyor. | Open Subtitles | جزء الرجل الابيض يجعلك تشعر بالمسؤولية تشعر بالذنب |
| Bakın, burada olay şu: Nick, Trubel için sorumlu hissediyor. | Open Subtitles | انظروا، يا رفاق، النقطة هي، انه يشعر بالمسؤولية تجاه تروبل، |
| Benim yüzümden burdasın, ve bu yüzden güvenliğinden sorumlu hissediyorum. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، أنتِ هنا بسببي، وأنا أشعر بالمسؤولية على سلامتك. |
| Ne demek istediğini biliyorum, seni kişisel olarak sorumlu tutmayacağım. | Open Subtitles | أنا أعرف ما الذي تحاول أن تفعله أنا لن ألقي بالمسؤولية عليك |
| "Central Park'ta serçe ölse bile kendimi sorumlu tutarım." | Open Subtitles | اذا مات عصفور في حديقة سنترال سأشعر بالمسؤولية |
| Angel bu çocuk hakkında kendini sorumlu hissediyor çünkü onu cehennemden geri getirdi. | Open Subtitles | آنجل يشعر بالمسؤولية تجاه الأمر لأنه أخرج الفتي من سجنه |
| Ben de sorumlu hissediyorum çünkü bunu beni kurtarmak için yaptı. | Open Subtitles | و أنا أشعر بالمسؤولية لأنه فعل ذلك من أجلي |
| Halen diğer gezegenlerde mahsur kalan takımlar için kendimi sorumlu... | Open Subtitles | ما زلت أحس بالمسؤولية عن الفرق خارج العالم لكن ليس هناك شيء |
| Gerçekte sen yapmamış olsan bile, kendini sorumlu hissediyorsun. | Open Subtitles | بالرغم من أنه حقاً لم يكن أنت، ما زلت تشعر بالمسؤولية صدقني كنت هناك |
| Şunu bilmesini istiyorum ki; onun ülkesini sorumlu tutuyorum. | Open Subtitles | أريده أن يعرف أنى أتهم بلاده بالمسؤولية فى كل شىء |
| Son birkaç aydır çok olgunlaştın. Bir sorumluluk çöktü üstüne. | Open Subtitles | إنك كبرت كثيراً خلال الأشهر القليلة الفائتة وأصبحت متسماً بالمسؤولية |
| Bunlar paylaşılan sorumluluk hissini, insanları topluluk olarak birbirine bağlayan ortak kuralları içerir. | TED | وهذا يتضمن حساً بالمسؤولية المشتركة. والمعايير العامة التي تجمع بين الناس سوية في مجتمع |
| Bu mutlulukla birlikte insan gerçekten derin bir sorumluluk duygusuyla doluyor. | TED | ومع هذا الإنتعاش والحماسة، يتملك المرء إحساساً عميقاً بالمسؤولية. |
| Aynı zamanda, bu ülke için büyük bir sevgi beslediğimizi ve aktif politika yapma konusunda sorumluluk hissettiğimizi gördük. | TED | اكتشفنا أيضا أننا نتشارك في حبنا العميق لهذا البلد ونشعر بالمسؤولية بأن نكون ناشطتين سياسيّا. |
| Anti CEO kitabının temelinde sorumluluk var. | TED | الدليل المخالف للمدير التنفيذي يتعلق بالمسؤولية. |
| Bu ofise senden yardım istemek için gelmişti şimdi ise öldü ve kendini suçlu hissediyorsun bu da senin olmadık şeyler düşünmene neden oluyor. | Open Subtitles | تحديداً المكتب لهذا جائت لقد مساعدتك تطلب بالمسؤولية تشعر وأنت ميتة هي والآن الأشباح ترى سيجعلك وهذا |