| Bazen sadece yazmanın basit ritmi bizi birinci sayfadan ikinciye götürür. | Open Subtitles | أحيانا هو إيقاع الطبع ببساطه يجعلـنا ننهي الصفحة الأولى ونبدا الثانية |
| İşinizi basit bir şekilde yaparsanız, kız sizi kovalar. | TED | قم بوظيفتك ببساطه بعدها ببساطه البنت ستلاحقك |
| Belki de siz bir Fransız bende alman olmasam, basitçe avrupalı olsak, | Open Subtitles | ربما لو كنت غير فرنسيه و لم اكن انا المانيا , لكننا ببساطه اوروبيون |
| Benim de tanıdığım bir birlik, basitçe toparlandı paltolarını katladı ve teslim oldu. | Open Subtitles | بالطبع تعجبت لكننى كنت أعرف أنهم ببساطه سيحملون علينا |
| Mesele o olduğu sürece sen yoksun. öylece ortadan kaybolmayacağım. | Open Subtitles | طالما يهمك أمره, فأنت غير موجود أنا لن أختفي ببساطه |
| Tümörü kolayca çıkaracağımızı umuyorduk. | Open Subtitles | لقد ذهبنا ونحن نظن أننا ببساطه سنقوم بإزالة الورم |
| Bu basit olarak devasa makineden dolayı, deniz suyunu arıtma cihazı. | TED | ببساطه بسبب آلات ضخمه يطلق عليها المقطرات |
| Sihirdeki numara o kadar açık ve basit olmalı ki kimse onu fark edememeli. | Open Subtitles | الخدعه فى السحر ان تفعلى الشئ ببساطه و وضوح بحيث لن يفكر بها أحد |
| Vasiyetin ana hükümleri, ki bunlar 10 yıl önce belirlenmiş, gayet basit. | Open Subtitles | التدبير الأساسى للوصيه تم كتابته منذ عشرة سنوات ببساطه شديده |
| basit bir 'kim kimin için çalışıyor operasyonunu' alıyorsun ve birden ortalıkta yağmur gibi cesetler uçuşmaya başlıyor. | Open Subtitles | انت ببساطه اكتشفت من يعمل لمن ويدير العمليه اعلم ان المره القادمه ستمطر جثث مثل الاسماك |
| Bu çok basit, Yarbay. | Open Subtitles | الأمر ببساطه , كولنيل الأرض تواجه تهديدا وشيكا |
| - Cehemmeme gidiyoruz, bu kadar basit. | Open Subtitles | نحن نقود إلى الجحيم، ببساطه ووضوح. ألباسو. |
| Müdür bey Henri Young'dan basitçe kurtulamazdı çünkü orada olduğundan kesinlikle haberi yoktu. | Open Subtitles | السجان هامسون لم يستطع ببساطه ان يبعد يديه عن هنرى الصغير لانه لم يكن لديه فكره عن وجوده هناك |
| basitçe diyorum ki amacımızın yanında gereksiz bir risk gibi görünüyor, efendim! | Open Subtitles | انما أقول ببساطه.. أن ذلك يبدو مخاطرة غير ضروريّة نظرا لهدفنا يا سيّدي |
| eğer gelişin, geminin sakatatlarına tırmanmam içinse, o zaman basitçe arkanı dön ve geldiğin yere geri git. | Open Subtitles | إذا كان هذا عن دخولى فى أحشاء السفينه إذا يمكنك ببساطه أن تلتفى وتعودى من حيث أتيتِ |
| Erkek basitçe her nerede isterse onu kazığa oturtur ve deneyimden sonra hayatta kalmak için yeterince şansı varsa çoğalması mümkün olabilir. | Open Subtitles | الذكر يخترقها ببساطه حيثما يريد وإذا كانت محظوظه بما فيه الكفايه ونجت من هذه التجربه ربما تتكاثر |
| öylece onu yakalayamam, mutlaka Bir suçu olması gerekiyor | Open Subtitles | يجب ان يكون هناك سبب لا يمكنني فقط الذهاب للقبض عليه ببساطه |
| öylece yanına gidip çıkma teklif edemem ya. | Open Subtitles | لا استطيع ان اذهب اليها واطلب منها الخروج معي ببساطه |
| Hayır, Öyle kolayca banka dosyalarıma erişemem. | Open Subtitles | لا ببساطه لا استطيع ان اتلقى من بين كل ملفاتي البنكيه |
| Ve saatin kaç olduğunu öğrenmek çok kolay: sadece kolunuza elinizi kullanarak (Gülüşmeler) (Alkış) bir saat çizmek yeterli. İşte hayatta karşılaşabileceğimiz şeylerle ilgili | TED | وإذا أن أردتم أن تعرفو التوقيت المحلي أنها ببساطه رسم ساعة ..! ! ضحك ههههه تصفيييق على ذراعكم هذا ما نحن عليه لحد الآن |
| Sakin ol tamam mı? | Open Subtitles | مسجلا ستة أنتصارات و هزيمه واحده خذها ببساطه مع الفتى. |
| Sakin oI ve insanIara istedikIerini ver... | Open Subtitles | خذها ببساطه مع الفتى.. حسنا دعنا نعطى الناس قيمة ما دفعوه من نقود |