| Bilimsel keşifler, derin yer altı mikrop çeşitleri, çok yavaş olabilir. | TED | الاكتشافات العلمية.. كما الميكروبات تحت الأرضية يتم الوصول إليها ببطء شديد. |
| Bu, levhaların çok yavaş bir biçimde yılda 1 cm'den 20 cm'ye kadar ayrılmalarına neden olmaktadır. | TED | مما يسبب امتداد الصفائح ببطء شديد. بأي اتجاه من 1 إلى 20 سنتيمتر في السنة. |
| olduğumuz nokta çok yavaş gitmesi. | TED | لقد كان الواقع أنها كانت تسير ببطء شديد. |
| Aynı malzemelerden biraz daha buldum ve her şey yerli yerine oturuncaya kadar Çok yavaşça; nefesimi tutarak, kalp atışlarımın arasında çalışarak, evi yapmaya karar verdim. | TED | فوجدت المزيد وقررت تشييد البيت ببطء شديد مع حبس نفسي والعمل بين نبضات قلبي والتأكد من أن كل شيء مستوٍ. |
| GHB yavaş nüfuz eden bir uyuşturucudur. Yavaş yavaş afallamış ve dengesizleşmiş olabilir. | Open Subtitles | يعمل مفعول المُخدّر ببطء شديد كانت تُصبح مشوشةً و غير مستقرة تدريجياً |
| Dağları yok ediyor, göktaşı olamayacak kadar yavaş hareket ediyor. | Open Subtitles | انها تمر فوق الجبال تتحرك ببطء شديد على أن تكون نيزك أو شهاب |
| çok yavaş bir şekilde İngilizler cangılı tanımaya başlıyorlardı. | Open Subtitles | ببطء شديد بدء البريطانيون يعتادون الأدغال |
| Şimdi, sana söylediğimde, yukarı bakmanı istiyorum, çok yavaş | Open Subtitles | حينما أخبرك بأن تفعل أنظر لأعلى ببطء شديد |
| Eğer çok yavaş çekerlerse! İp kopar. | Open Subtitles | ثم يرفعونهم ببطء شديد ينقطع الحبل ويحدث الإنفجار |
| çok yavaş çırpıyorsun. Bunu daha hızlı yapamaz mısın? | Open Subtitles | أنت تخفقين القشدة ببطء شديد ألا يمكنك أن تسرعي قليلاً؟ |
| 90 metre derine iniyor, fakat çok yavaş. | Open Subtitles | إنه ينزل 300 قدم تحت الأرض لكن يتحرك ببطء شديد |
| Buradaki canlılar çok yavaş büyür ve bu onların çok uzun yaşayıp, çok irileştikleri anlamını taşır. | Open Subtitles | تنمو المخلوقات هنا ببطء شديد. لكن هذا يعني أنه بوسعهم الوصول لأرذل العُمُر ولأحجام هائلة، |
| Bu dondurucu soğuklarda hayvanlar çok yavaş hareket eder ama olayları 500 kez hızlandıran bu yöntemle ekip bu canlıların davranışlarını ilk kez ortaya çıkarmayı umuyor. | Open Subtitles | تتحرّك الحيوانات ببطء شديد في هذه البرودة القارسة. لكن بتقنية تسريع اللقطات البطيئة لتسريع الحدث 500 مرّة، آمل الفريق في كشف سلوك هذه المخلوقات للمرّة الأولى. |
| Büyük lokmalar yutarlar. Bir de yemeklerini çok yavaş sindirirler. Kaçakçılık için harika! | Open Subtitles | ويبتلعون كميّات ضخمة، ويهضمون طعامهم ببطء شديد. |
| Yani, bulutsuların içindeki hidrojen ve toz kümeleri çok yavaş hareket etmektedir. | Open Subtitles | وهكذا ، في هذه الغيوم كتل الهيدروجين والغبار تتحرك ببطء شديد |
| Şimdi Çok yavaşça yana git iki santim yana, ki pime ulaşayım. | Open Subtitles | وأريدك أن تنتقل ببطء، ببطء شديد... مسافة بوصة واحدة ليسارك، لأبلغ المسمار |
| Çok yavaşça arkamızı dönelim ve öteki yoldan gidelim. | Open Subtitles | ... حسنا , ببطء شديد ... سنستدير و نذهب من الإتجاه الآخر |
| Çok ama Çok yavaşça odasına sokuldum. | Open Subtitles | ومشيت باتجاه غرفتها ببطء شديد جدا |
| Aynen. Yavaş yavaş engeli indiriyorum. Bu sefer gelecek sene para koleksiyonu yapacak. | Open Subtitles | أعلم, أنا أُقصي الحانة ببطء شديد ,حاليا أو السنة المقبلة سيكون معها مجموعة عملات |
| Fakat neden bu kadar yavaş hareket ediyorlar? | Open Subtitles | لكن لماذا يتحركون ببطء شديد بحق الجحيم ؟ |
| simdi yavasça maskeni çikar. | Open Subtitles | إخلع الآن ببطء شديد هذا القناع. |
| Vücudum onun için bir tuval gibiydi ve parmağını yüzümden aşağı Öyle yavaş indirirdi ki hareket ettiğini bile hissetmezdim. | TED | كان جسدي مثل لوحة زيتية بالنسبة لها، وتقوم بتمرير طرف اصبعها إلى أسفل وجهي ببطء شديد ل يمكنني الاحساس به يتحرّك. |
| Nükleer yakıtı inanılmaz derecede yavaş tüketirler. | Open Subtitles | انها تحرق وقودها النووي ببطء شديد |