| Bu harika bir fikir! Hem kredi kartı hala bende. | Open Subtitles | هذه فكرة رائعة، وأنا ما زلت أحتفظ ببطاقة الائتمان خاصته |
| Hiçbir arkadaşının tutuklanmasını istemedi bu yüzden herkese bu sahte 'gönüllü kartı'nı verdi. | TED | لم يرغب لأي من أصدقائه بأن يقبض عليهم ويحجزون لذا زود كل واحد منهم ببطاقة التطوع الزائفة هذه |
| Uçaktan inince kredi kartıyla bir araba kiralamış ama almamış. | Open Subtitles | قام بإستئجار واحدة ببطاقة إئتمان و لكن لم يأتي لأخذها |
| Doğal olarak ödemeler kredi kartıyla olmuyor. Böyle olsa size ulaşabilirlerdi. | TED | فأنت لا تدفع ببطاقة ائتمانك، -بالبطبع هذا يعود إليك في الأساس- |
| Evet, şu kredi kartını bırakıp hiç kontrol etmediğin, cidden pahalı olan otel odama. | Open Subtitles | نعم .. انها غرفه فندق غالية جداً دفعتها انت ببطاقة ائتمانك ولم تتفحص ذلك |
| Bütün laboratuar kapılarına akıllı kart girişli bilgisayar kilitleri koymuş. | Open Subtitles | لقد أقفل جهازه ببطاقة ذكية و كذلك جميع أبواب المخبر |
| Tamam. Ama bugün pazar. Yalnız kredi kartı kabul ediyoruz. | Open Subtitles | حسناً، لكن في يوم الأحد الدفع يكون ببطاقة الإئتمـان هل يعني أن كل النقود تم نقلها ؟ |
| - Nakit mi, kredi kartı mı? | Open Subtitles | ــ أستدفع نقداً أم ببطاقة ائتمانية؟ ــ نقداً |
| - Nakit mi, kredi kartı mı? | Open Subtitles | ــ أستدفع نقداً أم ببطاقة ائتمانية؟ ــ نقداً |
| Ama bayım, bana gerçek para lâzım. - Kredi kartı kabul edemem. | Open Subtitles | لكن سيدي، أريد مالاً نقدياً، لا أستطيع القبول ببطاقة إئتمانية |
| Bir otel faturası çalıntı kredi kartıyla ödenmiş. | Open Subtitles | احدهم دفع فاتورة الفندق ببطاقة ائتمان مسروقة. |
| Gece 11.02'de telefon kartıyla bir yeri aramış. | Open Subtitles | لقد أتم مكالمة ببطاقة إتصالاته فى الساعة 11,02مساءً. |
| Bunları Santa Barbara'da Scarleti şehir merkezinden 637,50 dolara kredi kartıyla almışsınız. | Open Subtitles | اشتريتهم من سكارلت بمدينة سانتا باربرا بـ637.50 دولار ببطاقة إئتمانك |
| O rezil sevgililer günü kartını o kadar elinde tutmuş ve o kadar ağlamış ki, kart ilk geldiği güne göre epeyce buruşup lekelenmiş. | Open Subtitles | متعلقة ببطاقة عيد الحب البائسة و تبكي عليها حتى أصبحت مبقعة و مخربشة |
| Oh, Tanrım. Kitapları alırken kredi kartını vermiş olmalıyım. | Open Subtitles | يا إلهي، لا بد أنني إستعرت الكتب ببطاقة الإئتمان |
| Sana kameranı geri verdim ama, hafıza kartını almıştım. | Open Subtitles | ، أعدت لكِ كاميرتك لكنني احتفظت ببطاقة الذاكرة |
| Ama fark ettim ki yılın bu zamanında ona kart gönderirsem,.. | Open Subtitles | لكننى فكرت أننى لو بعثت له ببطاقة فى هذا الوقت من السنة |
| Ayrıca, çalıntı bir kartla 18 saat aç karnımı doyurduğumu biliyorum ama sen ensemde bitiverdin. | Open Subtitles | أعرف أيضا أنّ لديّ متّسع لمدّة 18 ساعة ببطاقة مسروقة، ولكنّك أتيت بوقتٍ قياسي. |
| Bütün paramı bira işine yatırdım ve Master kartımı Visa kartımla Visamı da Amex kartımla ödüyorum ve çok fazla açıldım. | Open Subtitles | أترى .. لقد استثمرت نقودي لمشروع الجعّة و أنا أدفع ببطاقة الماسترد و الفيزا و سوق الأوراق المالية |
| Ölmüş anne kozunu oynamamı isteyen sendin, ben sadece sana uydum. | Open Subtitles | انت من لعب ببطاقة الام الميته، انا فقط اتممت الموضوع |
| Sadece kartınla ilgilendiği için şükret. Şimdi iyi misin? | Open Subtitles | كن ممتناً أنها إهتمّت فقط ببطاقة خروجك، أأنت علي ما يرام ؟ |
| Açıya göre değişen 3 boyutlu beyzbol kartları gibiydi. | Open Subtitles | كانت أشبه ببطاقة بيسبول ثلاثية الأبعاد تتغير طبقاً للزاوية. |
| O bileti kazanmak, hayatımda başıma gelen en güzel şeydi. | Open Subtitles | الفوز ببطاقة السفر هو أفضل شيء حدث لي في حياتي. |
| Bu iki unsuru tanımladıktan sonra arabanın ses kimliği gibi olan kimlik prizması dediğim şeyi elde ederiz. | TED | وبمجرد تحديدنا لهذين الجانبين، يصبح لدينا ما أسميه مؤشر الهوية، وهو أشبه ببطاقة الهوية الصوتية للسيارة. |
| Kimliğinize ve nakit ya da kredi kartına ihtiyacım var. | Open Subtitles | اريد رخصتك والتكلفة نقداً أو ببطاقة الائتمان |
| Bir kredi kartından çekilmiş. Bu ucuz değil. | Open Subtitles | إنه مقدم مال ببطاقة إئتمانية هذا ليس رخيص |
| Ama şimdi galiba anne kartımı kullanmam gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن الآن أظن أن بإستطاعتي اللعب ببطاقة أمي |