| Haberin olunca da işi yoluna koymalarını sağladın, değil mi? | Open Subtitles | بمجرد أن علمت ، قمت بتصحيح الأمور ، صحيح ؟ |
| Başkasının işleri yoluna koymasını bekleyemeyiz. | TED | ليس بوسعنا الانتظار شخصٍ آخر ليقوم بتصحيح كل شيء. |
| Yaptığın şeyin yanlış olduğunu biliyoruz ama asıl soru düzeltmek için ne yapacaksın? | Open Subtitles | أنت تعلم أن ما فعلته خاطئاً. السؤال هو، كيف ستقوم بتصحيح الأمور ؟ |
| Ama bir şeyi düzeltmek istiyorum: Ben önderlik etmiyorum. | TED | ولكنني أرغب بتصحيح شيء واحد فقط: أنا لا أقود. |
| O hatayı düzelteceğim. | Open Subtitles | وسوف أقوم بتصحيح ذلك الخطأ الآن. |
| Prestijli ve kârlı bir konser ile durumu düzeltme sözü vermiştik, Los Angeles Filarmoni. | Open Subtitles | لقد وعدنا بتصحيح الوضع مع الحفلات الموسيقية، للجمعية الموسيقية بلوس انجليس.. رفيعةالمستوى. |
| Hazır harika demişken, ödevini düzelttim. | Open Subtitles | بمناسبة التحدث عن الروعة, لقد قمتُ بتصحيح أوراقك |
| O halde bunu düzelt. | Open Subtitles | إذا قم بتصحيح الأمر تصحيح ماذا ؟ |
| burun konisine saklanmış olan sayısız savaşbaşlığını vurmadan önce füzenin yörüngesini düzeltmesine izin veriyor. | Open Subtitles | يسمح للصاروخ الأوليّ بتصحيح مساره قبل إطلاق بضعة رؤوس حربية المخبّئة داخل قمّة الصاروخ |
| Belki bu sefer işleri yoluna koyabilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت انى هذه المرا سوف اقوم بتصحيح الامور |
| Bu işi yoluna koyarak onlara cevabı vermek isterim. | Open Subtitles | أرغب فى الاجابه عليهم بتصحيح مسار تلك الأمور |
| İşlerin yoluna girmesine sevindim, ama bunu planlamadım. | Open Subtitles | أنا مسرور لقيامكِ بتصحيح الأمور لكن لم أخطط لذلك |
| Eski, çirkin şeyleri düzeltmek sizi çok memnun ediyordur. | Open Subtitles | لا شك أنه يمنحكي احساساً رائعاً من الرضى لتقومي بتصحيح تلك الأشياء القبيحة القديمة مجدداً |
| Neden sürekli insanları düzeltmek zorundayım ki? | Open Subtitles | لمَ أقومُ دائماً بتصحيح ما يقوله الآخرون ؟ |
| Bu geçici hatayı düzeltmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأقوم بتصحيح هذا الخطأ المؤقت في التقدير. |
| Ve bugün hatamı düzelteceğim, hemen şimdi! | Open Subtitles | وسأقوم بتصحيح الأمور اليوم , بل الان |
| Yemin ederim bu işi düzelteceğim. | Open Subtitles | سأقوم بتصحيح هذا الأمر، أقسم لك |
| düzelteceğim durumu. | Open Subtitles | انا ساقوم بتصحيح الامر |
| Her şeyi düzeltme ile ne kastettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | الآن أصبحنا نعلم ماذا كان يقصد بتصحيح كل شيء |
| Yeni Frasier Fransızcanı düzeltme isteğine direniyor. | Open Subtitles | فريزر " الجديد يقاوم إغرائك " بتصحيح الفرنسية |
| Hata yaptığımı biliyorum. Kendi hatamı düzelttim. | Open Subtitles | حسناً، أرف أنني كنت مخطئة قمت بتصحيح نفسي |
| Sadece birkaç şeyi düzelttim. | Open Subtitles | قمت بتصحيح شيئين صغيرين في الواقع |
| Bunu kendin düzelt yoksa ben yapacağım. | Open Subtitles | قم بتصحيح هذا، وإلا سأفعل أنا |
| Tamam, tüm sektörün onların montaj hattının yaptığı hataları düzeltmesine bağlı. | Open Subtitles | حسنًا، هذا القطاع بأكمله، يكرسون وقتهم به بتصحيح الأخطاء التي أرتكبوها في خط التصنيع |