| Özel bir girişimi finanse ettin ve kendi oğlunu kullandın. | Open Subtitles | قمت ِ بتمويل مكانا لمشروع ابنك و قمت ِ بتوظيفه |
| Ama konu operasyonumuzu finanse etmek olunca, kara para da bir yere kadar. | Open Subtitles | لكن عندما يتعلق الأمر بتمويل عمليتنا، الميزانية السوداء يمكنها الذهاب إلى أبعد حد |
| Bu yöntem, şirketin daha büyük seferleri finanse edebilmesini sağladı. Hem şirketin hem de onun akıllı yatırımcılarının kârı arttı. | TED | ذلك التصرف سمح للشركة بتمويل الرحلات العملاقة، وزيادة الربح لأنفسهم ولمستثمرينهم الأذكياء. |
| Bir çoğuna vatandaşlık hakkı için sponsor oldum. | Open Subtitles | لقد قمت بالفعل بتمويل العديد من الاشخاص للحصول على حق المواطنة |
| Bu nedenle, benim yapımıma parasal destek vermekle, yeniden halk huzurunda olacağım, ve sil baştan beni sevmesini öğrenecekler, Henry. | Open Subtitles | لذا بتمويل مشروعي الخاص سوف أكون أمام الجمهور ثانيةً وسوف يتعلمون محبتي من جديد |
| Bu adamlar girdiğimiz her savaşı başlattı ve finanse etti. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص قد صمموا وقاموا بتمويل كل الحروب التى قمنا بها. |
| - Bu insanlar senin tedavini finanse ediyorlar. Bu insanlar benim projemi ödüyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس سيقوموا بتحمل تكاليف علاجك ، وسيكفلوا بتمويل مشروعي |
| Hitler'in güçlü yükselişini tetikleyen birçok yatırımı finanse etmekle kalmadılar, ayrıca savaş boyunca birçok materyal gibi, | Open Subtitles | لم تقم فقط بتمويل سماتٍ عديدة من إرتقاء هتلر لسلم السلطة مع موادِ فعليةِ أثناء الحربِ |
| Network Haber Kanalı özel haklar karşısında avı finanse edecek. | Open Subtitles | قناة شبكة الأخبار ستقوم بتمويل عملية الصيد مقابل أن يكون حق حصري لها |
| Hükümetler daha yeni ve iyi teleskopları finanse etti. | Open Subtitles | قامت الحكومات بتمويل اقتناء أحدث و أجود التليسكوبات |
| Meksika uyuşturucu ticareti Senatör'ün kampanyasını finanse ediyor. | Open Subtitles | هذا هو المكسيكي تاجر المخدرات الذي يقوم بتمويل حملة السيناتور |
| Meksika uyuşturucu ticareti Senatör'ün kampanyasını finanse ediyor. | Open Subtitles | هذا هو المكسيكي تاجر المخدرات الذي يقوم بتمويل حملة السيناتور |
| Ama projemi finanse edenler sonuç bekliyorlar. | Open Subtitles | لكن من قاموا بتمويل مشروعي , يريدون النتائج |
| Ayrıca kök hücre araştırmasını finanse etmeyi de düşünüyorlar. | Open Subtitles | وأيضًا هم مهتمون بتمويل أبحاثها على الخلايا الجذعية. |
| Gen haritalaması projemi finanse edeceksin demek ki. | Open Subtitles | حسنا، إذا قومي بتمويل مشروع أبحاثي الجينية. |
| Demek bu yüzden Ruslar şu saçma filmi finanse ediyormuş. | Open Subtitles | لهذا السبب يقوم الروسيين بتمويل ذلك الفيلم السخيف. |
| Elinde bıçak tutan adam,Bn Ladin'in finanse ettiği radikal grubun üyelerinden birisi. | Open Subtitles | الرجل الذي عقد السكين هو عضو المتطرفين الأردن بتمويل بن لادن. |
| O yüzden Ateş Gelincikleri'ne sponsor olacağım. | Open Subtitles | لهذاالسبب سوف أقوم بتمويل فريق ابن عرس في الدورة |
| Bırak bu ırkçı ağızlarını. Biz, Colin Powell'a destek verdik. | Open Subtitles | لا تحدثني عن هراء العنصرية أنا وزوجي قمنا بتمويل حملة كولن باول |
| Şimdi 13 ülkede prostat kanseri kuruluşlarına fon sağlıyoruz. | TED | نقوم الآن بتمويل مؤسسات سرطان بروستات في 13 دولة |
| Neredeyse tüm savunma için ben kaynak sağlıyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم عمليا بتمويل جميع الموارد المالية |
| Tim ve arkadaşları iki milyon dolar yatırım alarak bir şirket kurdular. | TED | تيم وشُركاءه أطلقوا الشركة بتمويل 2 مليون دولار |
| -US şirketler tarihinde ilk defa bir CEO... -Kişisel olarak bir iflas etmiş sigorta planını destekliyor. | Open Subtitles | إنها المرة الأولى في تاريخ الشركات الأميريكية يقوم فيها شخص واحد بتمويل مؤسسة مفلسة |
| O babamı Hukuk fakültesine göndermiş. Bütün masraflarını o karşılamış. | Open Subtitles | لقد ألحقت أبى بكلية الحقوق وقامت بتمويل عمله فى البداية |