| düşüncesizce davranmış olabilirler ama diğer taraftan bakınca da bir kışkırtma söz konusu. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم تصرفوا بتهوّر لكن، على الجهة المقابلة كان هناك شيء مثير للغضب | 
| Biliyorum, Chuck ve Sarah düşüncesizce ve sorumsuzca davrandı. | Open Subtitles | و(تشاك) و(سارة)ِ أعلم أعلم ربما تصرفوا بتهوّر شديد | 
| - Kardeşim düşüncesizce hareket etti. | Open Subtitles | -لستُ مُهتمّاً بذلك . -أنظر ، أخي تصرّف بتهوّر . | 
| dinle, fevri davranmak istemiyorum, çünkü bende uzun zamandır bunu hakkında düşünüyorum. | Open Subtitles | إسمع، لست أتصرف بتهوّر لأني كنتُ أفكر بهذا طوال الوقت | 
| Bize fevri hareketler yaptırırlar. | Open Subtitles | وتجعلنا نتصرّف بتهوّر. | 
| - Kesinlikle ellerinde pervasızca şekillenen kaderimi hiçbir şeye değişmezdim. | Open Subtitles | وإلّا لما وضعت قَدَري بين يديك بتهوّر. الأربعاء، 29 يوليو | 
| ...pervasızca araba kullananlar... | Open Subtitles | من استشهِد لقيادته سيّارة بتهوّر | 
| düşüncesizce davrandın. | Open Subtitles | -لقد تصرّفت بتهوّر . |