| Gelecek yıl, sekiz hastalığı tartışmayı planlıyoruz. sonra, on altı. | TED | السنة المقبلة، نخطط للقيام بثمانية أمراض، السنة التي بعد، 16. |
| Son Nightingale cinayetinden sekiz gün sonra cinsel tacizden yakalanmış. | Open Subtitles | اُعتقل فى قضية تحرش جنسى بعد عمليات القتل بثمانية أيام |
| Bugün size yöntemin nasıl işlediğini göstermek için sekiz ile başlayacağm. | TED | واليوم سأبدأ بثمانية حروف فقط لأريكم كيف تعمل هذه الطريقة. |
| Birkaç ay sonra geri döndü. Yanında sekiz ayaklı güzel gri bir tayla birlikte. | TED | مرّت عدّة شهور قبل أن يعود أخيرًا، يتبعه مهرٌ رماديٌّ جميلٌ بثمانية أقدام. |
| Maça ası, karo ası ve iki sekizli. | Open Subtitles | لاشيء، ولا شيء وورقتان بثمانية |
| Ve tam sekiz milyon hayranı var. Her gece onu izliyorlar. | Open Subtitles | وكما إنه حظى بثمانية مليون شخص يشاهده كل ليلة |
| Belli olmaz. Ama 100 kilosuna sekiz dolar verseler yeter. | Open Subtitles | هذا يعتمد ، سأكون سعيداً بثمانية دولارات لكل مائة |
| Sadece sekiz dolardı ve koyacak bir sürü yerimiz vardı. | Open Subtitles | كانت فقط بثمانية دولارات و كان لدينا خيارات كثيرة |
| Öyleyse hapiste iki suçsuz adam var ve o bizden sekiz gün önde, o halde lütfen, işe başlayalım ve ne yapabileceğimize bir bakalım. | Open Subtitles | ومن ثم شغلنا بسالزار لكي يمنح نفسه وقتا للإختفاء إذاً فلدينا رجلين بريئين في السجن وهو متقدم علينا بثمانية أيام |
| Bu sözler hapishaneye tıkılmış sekiz parmaklı bir adamdan geliyor. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا الكلام يصدر عن رجل بثمانية أصابع محبوس في هيئة إصلاحية |
| Bu sözler hapishaneye tıkılmış sekiz parmaklı bir adamdan geliyor. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا الكلام يصدر عن رجل بثمانية أصابع محبوس في هيئة إصلاحية |
| Kısa süre sonra, ayrıldı, beraber yazdığımız son üç şarkıyıda yanında götürdü onlarıda albümüne koydu ve onlarda albümün sekiz milyon satmasını sağladı. | Open Subtitles | ثم رحل، آخذاً آخر ثلاث أغنيات كتبناها معاً، واضعاً إياها في ألبومه المنفرد، الذي حقق مبيعات تقدر بثمانية مليون نسخة |
| Ben sekiz tanesiyle gayet iyiyim. | Open Subtitles | سوف اكون جيدا بثمانية كم باعتقادك اصبع مهم لدى كايسى |
| sekiz dolar karşılığında aldık malları ve sekiz dolara sattık. | Open Subtitles | اشترينا البضاعه بثمانية دولارات وبعناها بنفس السعر |
| Sinyalleri kesilenlerin gruptaki şiddet suçlularından biri olma ihtimali, istatistiğe göre sekiz kat daha fazla. | Open Subtitles | المعلومات تفيد أن عنف المجرمين في المجموعة أصبح أشد بثمانية أضعاف .ليقوموا بإلغاء الإشارة |
| Haftada sekiz gösteri yapıyorum ve hiç evde değilim. | Open Subtitles | اقوم بثمانية عروض في الاسبوع ولا اعود للمنزل ابداً |
| sekiz buçuk aylık hamile olduğunuz halde hâlâ kokaine bağımlısınız doğru mu duydum? | Open Subtitles | هل أنتِ حامل بثمانية أشهر ونصف ولا زلت مدمنة على الكوكايين؟ |
| Neyse işte. Son yetmiş iki saatte sekiz ameliyata falan girdim. | Open Subtitles | لقد قمت, تقريبا, بثمانية عمليات في الـ73 ساعة الماضية |
| Haftada sekiz gösteri bile yapabilirim. | Open Subtitles | سأقوم على الأقل بثمانية عروض في الأسبوع الواحد |
| Bir yaşlı, sekiz atla ne yapıyor? | Open Subtitles | وما الذي يفعله رجل واحد عجوز بثمانية خيول؟ |
| O sekizli. | Open Subtitles | هذه ورقة بثمانية |