| Sende sevimlisin ama belki de aile fotoğrafların onun yanında durmamalısın. | Open Subtitles | أنت جميلة ولكن لا يَجِبُ أَنْ لا تَقفَي بجوارها في الصور |
| yanında destekçisi olarak tabloların dönüşümlerini izlerdim. Öğrendim ki kendi dünyanı yaratabilirsin. | TED | بينما أجلس بجوارها حاملة لوح الرسم، أشاهدها تحول اللوحة بعد اللوحة، تعلمت أنه يمكنك خلق عالمك. |
| yanında senin olduğunu bilmek içimi rahatlatacak. | Open Subtitles | وستكون راحة لى أن أعرف أنكِ ستكونين بجوارها |
| - Sonra onun yanına yaklaşamadım. - Şimdi onunlasın. | Open Subtitles | انا لم استطيع تحمل ان اكون بجوارها انتى معها الان |
| Bu hislerle artık onun etrafında olamam. | Open Subtitles | لا يمكنني ان أكون بجوارها بهذه المشاعر بعد الآن |
| Hemen yanındaki ise çok az hasar görmüş bir hastane. | TED | بجوارها المستشفى العام الذي خرج من الزلزال سالماً. |
| Onun yanındayken tüylerin ürperiyor ve miden tuhaf oluyor mu? | Open Subtitles | لكنّك تحصل على صدمات السذاجة عندما تكون بجوارها والقلق؟ |
| Babam da onun yanında iyice ufalıyordu. | Open Subtitles | وأبى المسكين كان يبدو شخصاً عادياً بجوارها. |
| yanında olduğumda bile Missie düşüp bir yerini incitiyordu. | Open Subtitles | من الممكن أن تقع ميسى وتجرح نفسها حتى لو كنت ماشيا بجوارها |
| Nerede kirli bir tabak varsa yanında bir ayakkabı duruyor. | Open Subtitles | اينماتتواجداي شقةقذرة،نجد احذية بجوارها. |
| Kariyeriyle babası ilgileniyor. Dünyayı birlikte dolaşıyorlar. 7 gün 24 saat yanında. | Open Subtitles | إنه يدير مهنتها، يلف العالم معها بجوارها طوال الوقت |
| Evliliğimizin en büyük sorunu beni sürekli yanında istemesi. | Open Subtitles | اكبرمشكلة في زواجنا انها تريد مني ان اكون بجوارها |
| Beni o kadar seviyor ki sürekli yanında istiyor. | Open Subtitles | هي تحبني كثيرا لدرجة انها تريدني بجوارها طوال الوقت |
| Onu izleyebilirim, onunla konuşabilirim, yanında olabilirim. | Open Subtitles | بوسعي أن أنظر إليها, وأن أتحدث إليها, وأن أجلس بجوارها. |
| - Evet, Alicia Florrick. Onun yanında oturuyor ve onu destekliyor. | Open Subtitles | لقد كانت تجلس بجوارها تقوم بدعمها معنوياً |
| Eğer bir adam bir kadına kocasının yanında asılırsa, kadının ne kadar kötü hissettiğini biliyor musun? | Open Subtitles | إذا نظر رجل لإمرأة وزوجها بجوارها هل تعرف مدى تأذيها؟ |
| Fincanı kendi yanında idi, kocasınınki ise öteki taraftaydı. | Open Subtitles | فنجانها كان بجوارها, وفنجان زوجها كان على الجانب الآخر |
| Sen bizzat onun yanında olarak bunları duydun mu? | Open Subtitles | أثناء بقاءك بجوارها هل سمعتِ أي من هذا في الحقيقة؟ |
| Bir defasında bana, onun yanına gömülmek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | فى ذات مره اخبرنى. انه يود ان يدفن بجوارها |
| Bitmek bilmeyen yemeklerde ve sıkıcı toplantılarda yanına oturduğum solgun bir kütleydi ama o an karşımda taşın üzerinde yatıyordu. | Open Subtitles | كثلة منتفخة عظيمة جلست بجوارها في عشاء لا نهاية له وتجمعات مملة. كان هناك يستلقي على الطاولة. |
| Bisikletle evinin etrafında tur atmalı verandasında oturmalı, belki de ona sakız ikram etmeli. | Open Subtitles | يجب أن يركب دارجته إلى منزلها ويجلس بجوارها وربما يعطيها قطعة لبان |
| Hatunun yanındaki koltuğa ne kadar da kimsesiz hâlde baktığını fark ettim. | Open Subtitles | الم تلاحظ كيف كانت تنظر باندفاع نحو المقعد الخالي بجوارها ؟ |
| Onun yanındayken böyle gülümseyen bir kız arkadaşım vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدى فتاه تبتسم هكذا عندما أقف بجوارها |