| Burada çok çalışıyorum. Çalışmak için Washington'da olmam gerekmiyor. | Open Subtitles | ثانيا،أنت لست بحاجة أن تكون في واشنطن لكى تعمل |
| Bu şekilde dikilmen gerekmiyor. | Open Subtitles | لست بحاجة أن تكونى بعيدة هكذا .. |
| # Yalana ve gizlenmeye gerek yok, eğlenmene bak # | Open Subtitles | دعنا نحتفل بهم عندما لا نكون بحاجة أن نقول الكذب |
| Amerika'nın uyuşturucu sorununun ne kadar zor ve acımasız hale geldiğinin söylenmesi gerekir. | Open Subtitles | بحاجة أن يخبركم كم هي صعوبة وقساوة .مشكلة المخدرات في أمريكا أصبحت عليها |
| Toplantıya beş dakika kala, sakinleştirici almam gerektiğini tespit edebildi. | Open Subtitles | استطاع أن يخبرني أني بحاجة أن أكون على مثبتات المزاج في غضون خمس دقائق فقط من مقابلته لي. |
| Uzun süredir sahip olduğumuz şefkat ve empati duygularımıza dönmemiz lazım. | TED | نحن بحاجة أن نعود إلى قيم الرحمة الأولى، الرحمة و التعاطف |
| Polis değilsin. Kahraman olman gerekmez. | Open Subtitles | لست في وقت العمل بعد الآن ولست بحاجة أن تكون بطلا |
| Güzel. Hizmetçi olman gerekmiyor. | Open Subtitles | حسنا ليست بحاجة أن تكوني خادمة |
| Gitmen gerekmiyor. | Open Subtitles | أنتِ لستِ بحاجة أن تذهبي لأي مكان |
| Yani, belkide eskisi gibi olmamız gerekmiyor. | Open Subtitles | أعني ، ربما لست بحاجة أن يكون المثل |
| - Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. - Bilmem de gerekmiyor! | Open Subtitles | أنت لا تعلم أي شيء عني - لست بحاجة أن أعلم أي شيء عنك - |
| Korkulması gereken çok, çok fazla şey var, fakat elimizden geldiğince birbirimizi korkutmamıza hiç gerek yok ve şimdi yeni bir dünyada yaşadığımızı görmeliyiz. | TED | هنالك الكثير مما علينا أن نخشى حياله، ولكننا لسنا بحاجة أن ننقل مخاوفنا إلى الآخرين، نحن بحاجة لأن نرى أننا نحيا في عالم جديد. |
| Ne uzman olmaya ne de birini dahil etmek için kahramanca bir şey yapmaya gerek yok. | TED | لست بحاجة أن تكون خبيراً، أو تقوم بأي عمل بطولي لتدخل عالمه. |
| Bunun bininci Noel Kimlemesi olduğunu hatırlatmama gerek yok herhalde. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة أن أذكرك بأن عيد الميلاد هذا يؤشر اليه الآلاف من الهوبيليشن |
| Belirtmek gerekir ki, sıradan bireyler ve şirketler bu krizin sorumlusudur. | Open Subtitles | لست بحاجة أن أقول أنهم ذات الأفراد والمؤسسات التى خلقت هذه الأزمة |
| Kalmasını istiyorsan, yalnız olmadığını bilmesi gerekir. | Open Subtitles | إن كنتَ تريده أن يبقى فهو بحاجة أن يعلم أنه ليسَ وحيداً |
| Korunmak istemediğini biliyorum ama hayatına devam etmen gerektiğini açıkça söyledin ve benim için her şeyi riske atman her şeyi feda etmen hayatına devam etmek değil. | Open Subtitles | أصغي، أعلم أنّ لا ترغبين أن يتمّ حمايتك، لكن أنت أيضا جعلت الأمر واضحا جدّا ،أنّكِ بحاجة أن تمضين قدما في حياتك وتخاطرين بكلّ شيء من أجلي |
| Evet. Tam da neden uyanık kalmamız gerektiğini, | Open Subtitles | صحيح ولهذا السبب بالتحديد ،إننا بحاجة أن نبقى يقظين |
| Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin 12 yıl uzakta olduğunu anlamamız lazım. | TED | نحن بحاجة أن نعترف أن أهداف التنمية المستدامة على بعد 12 عاماً من الآن. |
| Çünkü kökleri dalları yaprakları koparmamız lazım. | Open Subtitles | لأننا بحاجة أن نبدأ بسحب جذور, أوراق وأغصان الشجر. |
| Bombayı yapman gerekmez. Herhangi bir izci bunu yapabilir. | Open Subtitles | لن تكون بحاجة أن تكون صانع قنابل، أي شخصٍ بالكشّافة سيفعل هذا |
| Benim de biraz harçlığım var ben öderim ve onun bilmesi gerekmez. | Open Subtitles | . و هو ليس بحاجة أن يعلم شئ عن ذلك |