| Burunluk için teşekkürler. Şimdi ona ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | شكرا على واقى الأنف سأكون بحاجه إليه فى المكان الذى أنا ذاهب إليه |
| Bak, asistanım benim ortağımdır. ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنظر, مساعدي هو شريكي أنا بحاجه إليه |
| Ve şimdi öyle ama ona ihtiyacım yok. | Open Subtitles | والآن عندما فعل ، أنا لست بحاجه إليه |
| O adamı sevdiğimden değil ama gemi inşası endüstrisine girebilmek için ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ليس هذا لأنني أحب ذلك الرجل لكننا بحاجه إليه لنتمكن من صناعة وبناء السفن |
| - Anlamıyorsun, bizim ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أنت لا تفهم نحن بحاجه إليه |
| Bunun için ona ihtiyacım yok. Kimse Joshua'nın yerini alamaz. | Open Subtitles | لم أكن بحاجه إليه " لا احد يمكن أن يحُل محل "جاشوا |