| aşkımı ilan ettiğim kişi en azıdan telefonlarıma geri dönüş yapar sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أحسب أنّ تصريحي لكِ بحبي سيجعلك على الأقل تردي على مكالماتي |
| Tanrı Londra'dan beni... ona aşkımı göstermek için gönderdi. | Open Subtitles | الإله أرسلني من لندن إلي هنا لأغمرها بحبي |
| Kiran, seni sevdiğimi göstermek için her türlü yolu denedim. | Open Subtitles | كيران ، لقد حاولت أن أقنعكِ بحبي بكـل الطـرق |
| Benim yerime başkasını seçen birini sevdiğimi hiç itiraf eder miydim? | Open Subtitles | هل سأعترف أبداً بحبي لرجل قد فضل شخص آخر عليّ؟ |
| Çünkü bunlar beni kusursuz bir insana aşık olmam için hazırladı. | Open Subtitles | لأنها ساعدتني على أن أكون جاهزة لأشترك بحبي مع الشخص المناسب. |
| Ben hep Jay'in bana sırılsıklam âşık olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | أنت تعلمين أني كنت افكر أن جاي كان مجنون بحبي |
| Bütün umutlar tükenmiş, ama en azından gerçek aşkımla evleneceğim. | Open Subtitles | وجميعُ الأماني باتت ضائعة ولكنَّني تمكنت على الأقل من الزواج بحبي الحقيقي |
| Ona aşkımı itiraf etmeye gitmiştim ama bir ayının saldırısına uğradım ve evini koruyan devasa bir köpek vardı. | Open Subtitles | أريد أن أعترف بحبي لها. لكنني تعرضت لهجوم من قبل دب. و هناك كلب ضخم يخضع لحراسة منزلها. |
| Ona aşkımı itiraf etmeye gitmiştim fakat önümü bir ayı kesti ve onun yuvasını koruyan muazzam bir av köpeği. | Open Subtitles | أريد أن أعترف بحبي لها. لكنني تعرضت لهجوم من قبل دب. و هناك كلب ضخم يخضع لحراسة منزلها. |
| Sizin için aşkımı, Sunaina'mı feda ettim. | Open Subtitles | أنا أيضاً ضحيت بحبي.. سوناينا من أجلك. |
| Ana'ya aşkımı itiraf edip, hakkımda neler düşündüğünü öğrenmek istiyordum. | Open Subtitles | (أردت التصريح بحبي إلى (آنا و أعرف ما تفكر بشأني |
| Tabii. Bu Mikoya aşkımı ilan ettiğim yer. | Open Subtitles | طبعا ذلك حيث أنا صرحت بحبي إلى ميكو |
| "Neden hala aşkımı görmüyorsun, neden benden uzaksın. " | Open Subtitles | لماذا لم تعترف بحبي و ظللت تتنازع معي ؟ |
| Bir ara, onunla bir odada yalnız kalıp onu sevdiğimi söylemeyi düşündüm. | Open Subtitles | لقد إنتابتني رغبة مفاجئة بالإنفراد بها في غرفة، ومصارحتها بحبي لها. |
| 52 yıl, ona, onu sevdiğimi söylemeden yatağa gitmedim ben hiç. | Open Subtitles | لـ 52 عام، لم أذهب للنوم دون أن أخبرها بحبي. |
| Sizi sevdiğimi söylemek için aramıştım. | Open Subtitles | فقط أردت مهاتفتكم لأخبركم بحبي لكم يا رفاق |
| - Lordum, sizi sevdiğimi biliyorsunuz. - Sanıyorum. | Open Subtitles | مولاي, انت تعلم بحبي لك اعتقد انك تحبني |
| Onu sevdiğimi söyledim ama o beni reddetti. | Open Subtitles | اخبرتها بحبي لها و بعدها هجرتني |
| Ama annesi "Apatozor olsaydın, seni sevdiğimi söyleyince ağaçların üzerinden nasıl duyacaktın?" demiş. | Open Subtitles | فردت أمه إن كنت "أباتوسورس" فكيف ستسمعني في هذا العلو وأنا أخبرك بحبي لك؟ |
| Bana fena halde aşık, ama hiç göstermiyor. | Open Subtitles | إنها مجنونة بحبي بالرغم من أنها تحاول أن تخبئ |
| Bana fena halde aşık, ama hiç göstermiyor. | Open Subtitles | إنها مجنونة بحبي بالرغم من أنها تحاول أن تخبئ |
| O kadın beni televizyonda görüp bana tekrar âşık olana kadar içeri gelmiyorum. | Open Subtitles | لن ادخل حتى تراني حبيبتي على التلفاز وتسقط بحبي مجددا |
| Bunların aşkımla ne ilgisi var? | Open Subtitles | هذه الاسئله ليس لها علاقة بحبي |
| Benim sevgim ve onayımla kendi iradesiyle kendisi veriyor. | Open Subtitles | هيستهبنفسهابحريتها, بحبي و مباركتي لها |