| Orası özgürce büyü yapılabilen az sayıdaki yerlerden biri. | Open Subtitles | ذلك أحد الأماكن حيث يُمارَس السّحر فيه بحرّيّة. |
| Bu süre zarfından dumandan kaçıp özgürce hareket edecektim. | Open Subtitles | نويت خلال تلك المدّة أن أنسلّ عبر الدخّان وأتحرّك بحرّيّة. |
| Ay'ın soluk ışığında daima özgürce koşasın. | Open Subtitles | اركضي بحرّيّة تحت شعاع القمر الشاحب |
| Ama şimdi sokaklarda başka bir şey daha dolaşıyor. | Open Subtitles | لكنّ الآن هناك شيء ما آخر يحيا بحرّيّة في الشّوارع . |
| Ama sokaklarda başka birşey daha dolaşıyor. | Open Subtitles | لكنّ الآن هناك شيء ما آخر يحيا بحرّيّة في الشّوارع . |
| Kendisini özgürce ifade etmesini seviyorum. | Open Subtitles | أحبّ أن يعبّر عن نفسه بحرّيّة |
| Henry haklı. Felix'in böyle özgürce çekip gitmesine izin vermeyiz. | Open Subtitles | (هنري) محقّ، لا يمكن السماح لـ (فيليكس) التجوّل بحرّيّة |