| Rahibe Peter Marie'ye göre, gerçek bir kişilik değişimi yaşamışsın. | Open Subtitles | بحسبِ الأُخت بيتَر ماري لقَد أظهَرتَ تعديلاً شخصياً حقيقياً هذا هُراء. |
| Tecrübelerime göre mahkûmların hafızaları kuvvetli oluyor. | Open Subtitles | بحسبِ خِبرتي، السجناء لديهِم ذاكرَة بعيدَة المدى |
| Duyduğuma göre bu toplantı kalkınmadan çok politik tutum sergilemekle alakalıymış. | Open Subtitles | بحسبِ ما سمعته، فإن هذا المنتدى يميل نحو التموضع الساسي أكثر من كونه تطويراً |
| Bunun dövmeyle bir alakası-- Tecrübelerime göre, eğer biri, başka birini gerçekten unuttuysa onları daima sildirir. | Open Subtitles | بحسبِ خبرتي، لو تخطّى شخصٌ شخصاً ما فعلاً، لأزال هذه على الفور. |
| Davacının avukatına göre adanın en pahalı jüri danışmanı. | Open Subtitles | هذا صحيح ، بحسبِ كلام المدعي العام إنهُ اغلى هيئة محلفين على الجزيرة |
| Yük listesine göre, araçta 73 tane paket var. | Open Subtitles | بحسبِ البيان لقد كانَ هناكَ 73 بضاعة فيها |
| Ross'a göre - onu düzenli olarak pompalıyormuş. | Open Subtitles | بحسبِ روس، كانَ يُضاجعها بانتظام |
| Kayıtlarına göre bu yumurtaymış. | Open Subtitles | و بحسبِ سِجلهِ الطبي، إنها البَيّض |
| Anneanneme göre bu bizim elimizde değil. | Open Subtitles | بحسبِ ماقالتهُ جدتي الأمر لايتوقف علينا |
| Çünkü, bana göre, bu yapabildiklerini yapmaları büyük bir adaletsizlikti. | Open Subtitles | لأنّه، بحسبِ رأيي، بالنسبة لي ... بأنّ الأمر كان ظُلماً هائِلاً فحسب الحقيقة بأنّه كان بإمكانِهم فِعلُ حتّى ما قاموا به |
| TSA'dan aldığımız bilgiye göre cinayetten iki saat sonra Manila'ya uçmuş. | Open Subtitles | بحسبِ وكالة الطيران الأمريكية لقد غادرَ بساعتين بعدَ مقتل (إيميلي) في "رحلةٍ إلى "مانيلا |
| TSA'ya göre Garlin'in özel uçağıyla iki gün önce gelmiş. | Open Subtitles | بحسبِ وكالة الطيران (لقد جاءَ على متنِ طائرة خاصة لشركة (غارلين قبلَ يومان |