| ateşi yok, ve tüm hayati fonksiyonları gece boyunca sabitti. | Open Subtitles | , لم يصب بحمى و أنشطة شرايينه مستقرة طوال الليل |
| Hücreler kendisine verildi ve birkaç gün içinde ateşi yükseldi. | TED | قمنا بحقنه بالخلايا وخلال أيام أُصيبَ بحمى شديدة. |
| Yüksek ateşi var. Ateşini düşürmemiz lâzım. | Open Subtitles | انه على وشك ألاصابة بحمى شديدة ويجب أن نوقفها |
| Sahiden ona ne halt oldu bilmiyorum ama benim dans ateşim yanıyor. | Open Subtitles | اجل , انا لا اعرف حقا ما الذي حصل معه لكن اعرف اني مصابة بحمى الرقص |
| Eğer staf olsaydı, ateşin olurdu. Kaldı ki, ateşin yok! | Open Subtitles | "كنت لتصاب بحمى إن كان "ستاف و هذا غير صحيح |
| 41 derece ateşle SIRS yüzünden hayatını kaybetti. | Open Subtitles | انها استسلمت لالسادة بحمى من 106. |
| Herhangi bir durumda sıtmaya yakalanan biri için... profesyonel doktorumuz var. | Open Subtitles | فقط فكرى ان لدينا طبيب محترف على متن السيارة في حالة لو ان شخص ما اصيب بحمى المستنقعات. |
| ateşi var, ama akyuvar sayısı dengeli. | Open Subtitles | أنه مصاب بحمى بالكريات البلعومية لكن عدد كريات دمه البيضاء مستقر |
| Geyik sineği ateşi olup olmadığını bu sayede anlayacağız. | Open Subtitles | سيعرفنا هذا إن كان مصاب بحمى الأرانب أم لا؟ |
| Ayrıca kan kültürü fare ısırığı ateşi olmadığını da gösterdi. | Open Subtitles | و بكتيريا الدم تنفي إصابته بحمى عضة الفئران |
| Bu iyi bir şey, çünkü bir gece 18 aylık kızı Mychelle'in ateşi 40 derecenin üstüne çıkmış. | Open Subtitles | إنه شئ جيد لأن ليل واحد بنتها بعمر 18 شهرا ميتشيل أُصيبت بحمى أعلى من 104درجة فــ |
| - Dr. Kelso, hafif ateşi olan bir hastam var ama kime soracağımı bilmiyorum, herkes tartışıyor. | Open Subtitles | عندي مريض مصاب بحمى لكني لا أجد من أبلغه لأن الكل يتناقشون |
| Sende ve kızında Ailevi Akdeniz ateşi denen bir hastalık var. | Open Subtitles | أنتَ وابنتك مصابان بحمى المتوسّط العائلية |
| Baksana, eğer bir hastanın ateşi varsa nasıl düşürürsün? | Open Subtitles | لو أصيب المريض بحمى ماذا تفعل للتخلص منها ؟ |
| Kızınızın epey ateşi var, ve bronşlardan sesler duyuyorum. | Open Subtitles | ابنتك مصابة بحمى حادة واسمع اصواتا في الشعب الهوائية |
| - Bir şey söyle. - Memur hanım, oğlumun ateşi var. | Open Subtitles | قولي شيئا سيدي ، ولدي مصاب بحمى |
| Olmaz. Korkunç ateşim var. | Open Subtitles | لا يمكننى ، فأنا مصابة بحمى شديدة |
| ateşim 40 derece olmuştu. | Open Subtitles | أصبت بحمى حتى وصلت حرارتي للأربعين درجة |
| On yaşındayken ciddi bir ateşim vardı. | Open Subtitles | عندما كنت بالعاشرة أصبت بحمى خطيرة. |
| Yaşlı Nick'e diyeceğim ki elektrik kesintisi yüzünden o kadar üşüdün ki ateşin çıktı- | Open Subtitles | .. سنخبر نيك أنه بسبب انقطاع الكهرباء أنت أصبحت باردا جدا واصبت بحمى |
| Terliyerek eriyeceksin. Çok ateşin var. | Open Subtitles | أنتِ تعرقين عزيزتي، أصبتِ بحمى الفزع |
| Sizin dünyanıza bir ateşle geliriz. | Open Subtitles | نحن نأتى لعالمكم بحمى |
| Bu dağlık bölgelerde, sıtmaya yakalanabilinir mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن يصاب المرء بحمى المستنقع في هذه الجبال ؟ |