| Babana hem orasını hem de işçileri ucuza kapatabileceğini söyle. | Open Subtitles | أخبر أبيك أن بإمكانه الحصول عليها مقابل ثمنٍ بخس بالإضافة إلى العمال الذين سيحتاج إليهم أيضاً |
| Babana hem orasını hem de işçileri ucuza kapatabileceğini söyle. | Open Subtitles | أخبر أبيك أن بإمكانه الحصول عليها مقابل ثمنٍ بخس |
| ucuza alabilmek için daha pek çok kişiyi öldürecektir. | Open Subtitles | سوف يقتل شعبكم بالآلاف ليحصل عليه بثمن بخس |
| Bunu yapabilmek demek Benim temiz, verimli, ve ucuz enerjiyi bulunduğum yerde üretebilmem demek. | TED | أن تكون قادرا على القيام بذلك يعني أنه بمقدوري توليد الطاقة بنظافة، وفاعلية وبثمن بخس تماما حيث أنا. |
| - Baş belasının teki. 10 dolar. ucuz kurtulmuşsun. | Open Subtitles | و عشره دولارات ثمن بخس لاخراجه من حياتك الي الابد |
| Bunların ne kadar yetersiz olduğunu görünce kendimi incinmiş hissediyorum! | Open Subtitles | حين رأيتُ بخس الحرفيّة التي صُنع بها هذا القدر، وخزني الخزي. |
| Böyle güzel bir hanımı konuk etmek için küçük bir bedel. | Open Subtitles | ثمن بخس للدفع مقابل رفقة مثل هذه السيدة الفاتنة |
| Fiyatları düşürttü. Her şeyi ucuza geri alacak. | Open Subtitles | لقد قام بخفض الأسعار ليشتر كل الأسهم ثانية بثمن بخس |
| Arkadaşımın arkadaşı sayesinde ucuza getirdiğimden bahsetmedim bile. | Open Subtitles | ـ لا داعي للإشارة إلى أنني اشتريته بثمن بخس من صـديق لِــصديق |
| Sonra Preston devreye girip hepsini ucuza alıyor. | Open Subtitles | و من ثم يتدخل بريستون و يشتري كل شيء بثمن بخس |
| Ve bu hediyenin çok ucuza verilmediğinin de farkındayım. | Open Subtitles | وأنا أدرك أن هذه الهدية لن تُعطى بثمن بخس. |
| Geliyorlar. Rus polis kamyonlarını ucuza satıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم قادمون، سيبيعون لنا شاحنة شُرطيّة روسيّة بثمن بخس. |
| Öyleyse, ucuza alabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | إذًا، في هذه الحالة علينا شراءها بثمن بخس صحيح؟ |
| O her zaman satın alınabilecek bir adamdı ama ucuza değil. | Open Subtitles | حسناً، لطالما بدا من نوعية الرجال الذين يمكن شراءهم لكن ليس بثمن بخس |
| -Yani şimdi de satamıyorsunuz bu yüzden de bu kadar ucuz. | Open Subtitles | ـ والان لا تستطيع أن تبيعه لهذا السبب الثمن بخس |
| Ancak eskiden 10 MB sabit diskler 3.400 $ iken, şimdi ciddi anlamda daha ucuz. Genomik biliminde, | TED | لكن الأقراص الصلبة كانت تساوي 3400 دولار ل 10ميغا بايت-- ثمن بخس للغاية. في علم الجينوم الآن، |
| Bu Ota, ucuz da değildir. | Open Subtitles | لن نتمكن من الحصول عليه بثمن بخس |
| Yeteneklerim ucuz değildir. | Open Subtitles | بلدي المواهب لا تأتي بثمن بخس. |
| - O söz biraz yetersiz kalıyor. | Open Subtitles | هذا سوف يكون بخس لنا |
| Bu, yetersiz bir ifade kardeşim. | Open Subtitles | -هذا كلام بخس يا أختاه |
| Aradığınız cevapları bulmanız karşılığında ödenmesi gereken küçük bir bedel. | Open Subtitles | إنه ثمن بخس تدفعه مقابل الأجابات التي تبحث عنها |
| Aslında, evli olması mutlu olmak için ödenen küçük bir ücret, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | و حقيقة أنه متزوج ثمن بخس ليكون سعيداً , أتعلمان؟ |