| Aslında bir oyuncu olmadığını görmeye başlıyorum. Hayır, o senin gördüğün yakışıklı dış görünüşüm sadece. | Open Subtitles | قد بدأت أرى انك لست زير نساء على الاطلاق لا كل مارأيته كان زائفا لاغير |
| Senin o ahlakında çatlaklar görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت أرى بعض التشققات . بوضعك الأخلاقي |
| Toynak hakkında söylediklerinizi görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أرى ما تصفه بضربات الحوافر |
| Rüyalar görmeye başladım ama en ufak bir anlam ifade etmiyorlardı. | Open Subtitles | بدأت أرى هذه الأحلام و التي لم تكن لها أيّ معنى |
| Yo, hayır, geleceğimi görmeye başladım, ve karanlık tarafından maskelenmiş. | Open Subtitles | لا، لا، لقد بدأت أرى مستقبلي وهو غارقٌ في الظلام |
| Küçük kardeşin hakkında söylediklerini anlamaya başladım. -Evet. | Open Subtitles | بدأت أرى الآن ما تعنيه عن أخيك الصغير |
| Neyden yapıldığını görmeye çalışıp sonra gördüğünü sevmeyenlerden. | Open Subtitles | بدأت أرى ما يمكنه فعله وفى النهاية لن تعجبك وجهة النظر. |
| Üçüncü katın oralarda bir yerde beyaz bir ışık görmeye başlamıştım. | Open Subtitles | في مكان ما في الطابق الثالث, بدأت أرى ضوء أبيض |
| Bazı şeyleri daha açıkça görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أرى الأشياء أكثر وضوحاً الآن |
| Bir şeyleri görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أنا بدأت أرى أشياء |
| Resmi görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت أرى الصورة |
| Downton'ı evimmiş gibi görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أرى داونتن كمنزل لي |
| - Melissa'nın sende ne bulduğunu görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أرى ما توسمته (ميليسا) فيك |
| Frederick... Benekler görmeye başlıyorum. | Open Subtitles | (فريدريك)، بدأت أرى بقعاً |
| Ve uçan şeyler, yıldızlar görmeye başladım, üstünkörü bir şekilde yüksek irtifada güneşe maruz kaldığım için görmezden geldim. | TED | و بدأت أرى أشياء تسبح و نجوم، و لقد تجاهلت ذلك ببساطة و أعتبرت الأمر تعرضا زائدا لأشعة الشمس على إرتفاع عالي. |
| Fakat geçmişe bakıldığında, benliğimin tahrip edilişi o kadar fazla tekrar ediyordu ki bunun bir yapısı olduğunu görmeye başladım. | TED | ولكن وبالعودة لوقتها، تدميري لنفسي كان متكررا، بحيث أني بدأت أرى نمطا معينا يتردد. |
| Onları toplamakla yardımcı olan şekiller ve kalıplar görmeye başladım. | TED | بدأت أرى أشكالا وأنماطا ساعدتني على جمعها. |
| Neden boşanmak istediğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأت أرى لمَ تريدين هذا الطلاق |
| Onlara neden bu kadar değer verdiğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | أنا بدأت أرى لماذا هي تقدرهم كثيرا |
| Ne tür birisi olduğunu görmeye çalışıp, sonra bu gördüğünü sevmeyenlerden. | Open Subtitles | تَعْرفُ، قليلاً موقفِ؟ بدأت أرى ما يمكنه فعله وفى النهاية.لن تعجبك وجهة النظر |
| İnsanlıkta bir şeyler görmeye başlamıştım tamam mı? | Open Subtitles | انظر، كلّ ما أقوله... بأنني بدأت أرى شيئًا بالجانب الإنساني، حسنًا؟ |