| Sonra düşünmeye başladım, belki bu sadece rastgele bir örnek. | TED | ولذا، بدأت بالتفكير حولها، حسناً، ربما تلك فقط عينة عشوائية. |
| Bu havyar satış makineleri ve Art-o-mat (hepsi birlikte) hakkında düşünmeye başladım. ve birkaç gerekçe, bir gece bir makineyi boyadım, | TED | بدأت بالتفكير حول هذا وآلة بيع الكافيار وآلة آرت أو مات معًا، ولسبب ما، كنت في ليلة ما أرسم آلة بيع، |
| Ama seni düşünmeye başladım ve sana öğretmeye çalıştığımız şeyleri. | Open Subtitles | ولكني بدأت بالتفكير بك وما حاولت تعليمه لك مع والدتك |
| Okulu bitirmeliydik diye düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أنا بدأت بالتفكير أنّنا ينبغي إنهاء المدرسة. |
| Kör bir adamı ve kilise cemaatini kandırmak için sahte bir rehber domuz kullanma planımızın birazcık çatladığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت بالتفكير أن خطتنا بانتحال شخصية هذا الخنزير للكذب على رجل أعمى وأبرشية الكنيسة أيضاً كانت فاشلة قليلاً |
| Ve aklıma, ben tekrar forma girmeden önce başka birisiyle tanışma ihtimali geldi. | Open Subtitles | و بدأت بالتفكير .. ماذا لو قابلت شخصا ً قبل أن أعود لسابق عهدي ؟ |
| Bugunün listedeki 86 numarayı yapmak için, iyi bir gün olmadığını düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالتفكير بأن هذا اليوم ليس هو اليوم المناسب للقيام برقم 86 |
| Kimsenin beni bir düğüne yakıştırmadığını düşünmeye başlayacağım artık. | Open Subtitles | بدأت بالتفكير بأنه لااحد يؤمن انني انتمي إلى الزفاف |
| O adamın gerçek bir modellik ajansından olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالتفكير بذاك الرجل. لم يكن عميل تصميم حقيقي. |
| Böylece barışla ilgili düşünmeye başladım, ve size söylediğim gibi, gerçekten de bu görüntülerden ve bunlara anlam vermeye çalışmaktan çok etkilenmiştim. | TED | لذا بدأت بالتفكير بالسلام وكنت وبكل وضوح كما سبق ان اخبرتكم شديد التأثر بكل هذه الصور واحاول ان اجعلها منطقية |
| Nasıl karar verdiğimizi ilk kez orada düşünmeye başladım. | TED | و للمرة الأولى، بدأت بالتفكير بكيفية اتخاذنا للقرارات. |
| Bu şeyleri düşünmeye başladığımdan beri, kendi ülkem hakkında çok farklı düşünmeye başladım. | TED | لقد بدأت طريقتي بالتفكير تتغير حول دولتي، منذ أن بدأت بالتفكير في هذه الأمور. |
| Bunu düşünmeye başladım fakat düşüncelerim bir ay sonrasına kadar netleşmedi. | TED | لذلك بدأت بالتفكير في ذلك ولكن أفكاري لم تتبلور تماما إلا بعد شهر تقريبا |
| Ama ben eve dönerken, olağanüstü davranışın kafama takıldı ve düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ،لكن بينما عدت في طريقي للبيت بدأت بالتفكير |
| O gece daha sonra erkekler, kadınlar ve ilişkiler hakkında düşünmeye başladım. | Open Subtitles | انا كذلك لاحقاً بتلك الليله, بدأت بالتفكير بالرجال والنساء والعلاقات |
| Karımla çıkmasını istediğim adam değilsin diye düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت بالتفكير بأنكَ لست النوع المناسب الذي أُريده أن يواعد زوجتي. |
| Keşke ıslahevini seçseydim diye düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت بالتفكير بأني كان لابد لي أن أختار دخول الأصلاحية |
| Bunun bir tablo soygunundan daha da fazlası olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أتعلمون, بدأت بالتفكير أن هذا كان أكثر من مجرد سرقة لوحات فنيّة |
| Ben de bunu yapmam gerektiğini düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت بالتفكير بضرورة قيامي بذلك |
| Chicago'daki iş gezisinin palavradan ibaret olduğunu düşünmeye başlıyorum! | Open Subtitles | انا بدأت بالتفكير بأن رحلة عمل ! مدينة شيكاغو كلها كانت مجموعة من الكلام الفراغ |
| Kapının önündeydim ve kontrol bendeydi sonra karmaşık durumlarla ilgili söylediğin şeyler aklıma düştü ve ayarımı bozdu. | Open Subtitles | كنت أمام بابه مسيطراً على كل شيء و بعدها بدأت بالتفكير بكل تلك الأمور التي ذكرتيها عن الفوضى و شتتني كل ذلك |
| Kimseye karşı iyi olamayacağını düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأت بالتفكير أنه لا يمكنك أن تكون لطيفاً مع أي أحد |
| Sert bir tabir, çünkü sınırlar hakkında konuşmaya başladığında, aralıksız akşam yemekleri, gece sinemaları, hafta sonu tatillerini düşünmeye başlayacağım ve... | Open Subtitles | هذه كلماتٌ قاسيه ... لأنكِ عندما بدأتِ الحديث عن الحدود بدأت بالتفكير بشأن وجبات العشاء المستمره |