| Çok rahatladım. Neredeyse onu geri getirdiğime pişman olmaya başlamıştım. | Open Subtitles | حسنا , لقد بدأت بالظن انني اخطأت باحضاره هنا |
| Tam da bekleme odasındaki şirin küçük kıza babasının öldüğünü söylemek zorunda kalacağımı düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأت بالظن أنّي سأضطّر لإخبار الفتاة الصغيرة التي بغرفة الانتظار أن والدها تُوفي |
| Tüm erkekleri öyle sanmaya başlamıştım doğrusu. | Open Subtitles | لقد بدأت بالظن انهم الرجال فقط |
| Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأت بالظن أنك لن تأتي |
| Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأت بالظن أنك لن تأتي |