| O bir şey yapmak zorunda değil sadece orada dur ve belalı bak. | Open Subtitles | انها لا تملك ان تفعل شيئا، مجرد الوقوف هناك والبحث بدس. |
| Nasıl oluyor da senin gibi belalı biri bu geceki maçı kazanıyor ama bebek gibi davranıyor? | Open Subtitles | H-كيف هو مجموع بدس مثلك، الذي فاز في مباراة الليلة، يتصرف مثل مثل هذا الطفل؟ |
| Tam bir belalı olmak sonsuza kadar sürer. | Open Subtitles | كونها بدس المطلق يدوم إلى الأبد. |
| Bu küçük badass | Open Subtitles | - (يضحك) - هذا بدس القليل |
| Manny ve Christopher'a amcalarının belalı birisi olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | أخبر ماني وكريستوفر... كان عمهما على بدس. |
| - Harbi belalı tipsin, dostum! | Open Subtitles | - كنت بدس سخيف! |
| belalı... | Open Subtitles | بدس. |