| Dört Atlı bizi FBI'la yaşadıkları üç perdelik yüzleşmenin son turuna davet etti. | Open Subtitles | الفرسان قاموا بدعوتنا للفصل الأخير من مواجهتهم ذات الفصول الثلاثة مع المباحث الفيدراليّة |
| Dört Atlı bizi FBI'la yaşadıkları üç perdelik yüzleşmenin son turuna davet etti. | Open Subtitles | الفرسان قاموا بدعوتنا للفصل الأخير من مواجهتهم ذات الفصول الثلاثة مع المباحث الفيدراليّة |
| Bizi yemeğe davet ettiler. Birşey götürmeliyiz. | Open Subtitles | لقد قاموا بدعوتنا إلى العشاء وعلينا أن نجلب شيئاً |
| Buna inanamıyorum! Bizi buraya davet edip bu kadar zahmet ettiriyorsun. | Open Subtitles | هذا لايصدق , لقد تكلفتِ وقمتِ بدعوتنا للقدوم هنا |
| - Bizi yemeğe çağırsan nasıl olur? - Ooh. | Open Subtitles | ما رأيك بدعوتنا على العشاء؟ |
| Bizi içeri davet edeceksin, biz de sana hikayeyi anlatacağız. | Open Subtitles | تقومين بدعوتنا إلى الداخل ثم نروي لك القصة |
| Matmazel bizi davet ettiği için çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون لان الآنسه شانيل قامت بدعوتنا |
| Bunu kutlamak için hepimizi geçen hafta sonu Latouche'a davet etti. | Open Subtitles | وقامت بدعوتنا جميعاً للإحتقال * * في عطلة نهاية هذا الأسبوع |
| Oda kızın adına kiralanmış. Bizi davet etmiş olduğu sürece hiçbir yasayı çiğnemiyoruz. | Open Subtitles | الغرفة مؤجرة بإسمها، لن نقوم بأختراق أي قانون لو قامت بدعوتنا للدخول |
| Sonra bir baktık, bizi de yemeğe davet ettiler. | Open Subtitles | والأمر التالي، أنّهم قاموا بدعوتنا للإنضمام إليهم لتناول العشاء. |
| Kendisi orada lezzetli etlerini ızgara yapıyordu, bizi de hiç davet etmez. | Open Subtitles | أنه يشوي لحمه اللذيذ على الدوام ولم يقم بدعوتنا قط |
| Dün gece tüm personel dışarı çıkmış ve şirin içkileri içmişler ve bizi davet etmediler. | Open Subtitles | ليلة الأمس, كل الموظفين خرجوا سوياً وشربوا مشروب السنافر ولم يقوموا بدعوتنا |
| Bir çocuğu evlat edindiniz ama onu görmemiz için bizi hiç davet etmedin. | Open Subtitles | قمتِ بتبني طفلة ولم تقومي بدعوتنا أبدا لمقابلتها. |
| Hepimizi kendi odasına kahve içmeğe davet etti. | Open Subtitles | قامت بدعوتنا جميعا لتناول القهوة فى غرفتها |
| Bir gece, hepimizi laboratuvarına davet etti bize tarih hakkında bir sürü nara attı şampanya falan açtı az önce kanserin tedavisini bulmuş gibiydi. | Open Subtitles | في اِحدى الليالي قام بدعوتنا جميعاً إلى المعمل وألقى بذلك الخطاب عن التاريخ مُقدماً الشمبانيا وكأنه قد عالج داء السرطان |
| Senden sadece başkanın bizi buraya davet ederek gösterdiği saygıyı, senin de göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | أطلب منك فقط أن تبدي للرئيس نفس الإحترام الذي أبداه بدعوتنا هنا |
| Oh, yani onu bir rock yıldızı olarak izlememiz için bizi davet etmesini cömertçe mi buluyorsun? | Open Subtitles | تقصدين أنّه تكرّم بدعوتنا لنأتي ونشاهده يصبح نجم روك؟ |
| Noel kokteyli tarzı bir şey yapıyorlarmış ve bizi de davet ediyorlar. | Open Subtitles | يقيمان حفل صغير للعيد المولد المسيحي وقاما بدعوتنا. |
| Bizi davet ettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | سمعت أنّ الاستوديو يقيم حفلة وقام بدعوتنا ، شكراً لكِ |
| Aynen öyle, ve işin en kötü yanı bizi davet etmek akıllarına bile gelmediği için kötü dahi hissetmediler. | Open Subtitles | وكان أسوء ما في الأمر هو.. أنهم لم يشعروا أنه موقف غريب لأنه لم يخطر على بالهم أصلًا أن يقوموا بدعوتنا |
| - Bizi yemeğe çağırsan nasıl olur? - Ooh. | Open Subtitles | ما رأيك بدعوتنا على العشاء؟ |