| Ağlamak yok, tamam mı? | Open Subtitles | بدون بكاء .. حسناً | 
| Tamam Ağlamak yok. | Open Subtitles | حسنا، بدون بكاء. | 
| Ağlamak yok kardeşim. | Open Subtitles | بدون بكاء يا أختي | 
| Ağlamak yok demiştik. | Open Subtitles | تذكّري , لقد قُلنا بدون بكاء | 
| Kendime bunu ağlamadan atlatacağım sözünü vermiştim. | Open Subtitles | أقسمتُ لنفسى أن أجتاز هذه النقطة بدون بكاء | 
| - Ağlamak yok. - Ağlamıyorum. | Open Subtitles | بدون بكاء - لا أبكي - | 
| - Ağlamak yok. - Ağlamıyorum. | Open Subtitles | بدون بكاء - لا أبكي - | 
| Ağlamak yok dedim sana! | Open Subtitles | بدون بكاء يا صاح! | 
| Kahretsin, sana Ağlamak yok dedim! | Open Subtitles | اللعنة! ، لقد قُلت بدون بكاء! | 
| Ağlamak yok. | Open Subtitles | بدون بكاء. | 
| O iyi, boşta ve benimle ağlamadan sevişebiliyor. | Open Subtitles | إنه لطيف ، مقبول يمارس الجنس معي بدون بكاء. | 
| Bütün gün orada pamuk topladık, işçiler şarkı söylerken, hiç şikayet etmeden, ağlamadan. Şu şarkıları söylediler: "Meryem, ağlayıp sızlanma" ve "Yürüyor suyun üzerinde" ve "Yaptım ettim", "Benim küçük ışığım". | TED | وقد بقينا طيلة اليوم نقطف القطن بدون أي تذمر بدون بكاء .. بينما كانوا يغنون هكذا .. " آه يا مريم .. لا تنتحبي .. لا تتألمي .. وإسبحي في الماء " فقد قمت بما قمت .. وهنالك ضوء صغير في نفسي |