| Sendeki şeyi, o aileye vermiş olmalıyız. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا أعطينا ما كان بحوزتك، إلى تلك العائلة. |
| Artık yaklaşıyor olmalıyız. Ve sıradakinden sonra üç tane daha var. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا أصبحنا قريبين الآن و بعد هذه، يتبقّى أمامنا ثلاثة |
| Yaklaşmış olmalıyız. Belki şu gemilerden birindedir. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا نقترب ربّما كان على ظهر أحد هذه القوارب |
| İşini bölmüş olmalıyız ki bunları burada bırakmış. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا قاطعناه لذلك تركها هنا |
| Sınav başlayalı 4 saat oldu sayılır. En az altmış kilometre taban tepmiş olmalıyız. | Open Subtitles | "مرّت 4 ساعات مُنذ بدء الاختبار، لا بدّ أنّنا ركضنا ما يقارب ستين كم" |
| Yanlış evde olmalıyız. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا في المنزل الخطأ |
| Yarıçapın içinde olmalıyız. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا كنّا داخل النطاق |
| Dağ başında olmalıyız. | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا وسط المجهول |
| Onu kaybetmiş olmalıyız! | Open Subtitles | لا بدّ أنّنا تجاوزناه |
| Canavarın inine yaklaşmış olmalıyız. | Open Subtitles | -لا بدّ أنّنا اقتربنا مِنْ جحر الوحش |
| Doğru yere gelmiş olmalıyız. | Open Subtitles | -لا بدّ أنّنا نقوم بعمل صائب |
| Burada iki farklı adamdan bahsediyor olmalıyız. | Open Subtitles | -لا بدّ أنّنا نتحدث عن رجلين مختلفين . |