"بدّ وأنه" - Translation from Arabic to Turkish

• olmalı

Çocukken kulağına tıkıştırmış olmalı.
لا بدّ وأنه لصقها في أذنه منذ ما كان طفلا

O, telefondan her ne duyduysa O'nu korkutmuş olmalı.
مهما كان ما سمعته على الهاتف فلا بدّ وأنه أخافها

Atlama, reaktörün kontrol sistemlerinde aşırı yüklenmeye neden olmuş olmalı.
القفزة لا بدّ وأنه سبّبت إندفاع الذي زاد تحميل أنظمة السيطرة

Babanın koç olması baya zor olmalı dostum.
يـارجل، لا بدّ وأنه كان قاسي إمتلاكك لأبّ كمدرب.

Parmak kemiği gibi küçük kemiklerin hepsini birden çıkarmak zor olmuş olmalı.
يا إلهي لا بدّ وأنه كَانَ صعبا إزالة العظام الصغيرة

Cevap, ruhum dediğimiz o kara boşlukta kaybolmuş olmalı.
الجواب لا بدّ وأنه تاه في تلك الهاوية المظلمة المسماة بالروح

Dolabın arkasını temizlemeye çalışıyordum, devrilmiş olmalı.
أنا كنت فقط أحاول التنظيف وراء الخزانة لا بدّ وأنه إنقلب

Üzerine benim elbiselerimi giyerek kalabalığa karıştıktan sonra birinci kattan ayrılmış olmalı.
لا بدّ وأنه من ألبسني وإختلط مع الحشد الذي نزل من الطابق الأول

Şikayetçi olduğu adamın evine gittiğini görmek kafanızı karıştırmış olmalı.
لا بدّ وأنه كان مربكاً تُشاهد المشتكية داخلة إلى بناية مُطاردها

Başından beri Ruslarla konuşuyor olmalı.
لا بدّ وأنه كان يتكلّم . مع الروس طوال الوقت

Nükleer bir patlamanın yakınlarında ölmüş olmalı.
لا بدّ وأنه كَانَ القريبِ من إنفجار نووي.

Yaşadığı bütün o heyecan yüzünden olmalı.
لا بدّ وأنه كان كل ذلكّ الحماس

Kontrolöre bir şey yapmış olmalı. -Buradan nasıl çıkacağız Michael?
لا بدّ وأنه فعل شيء بجهاز السيطرة

Düştüğünde kırılmış olmalı.
لا بدّ وأنه تحطّم عندما سقطت على الأرض

- Bir şekilde, o hasta bana bulaştırmış olmalı.
-ذلك المريض الذي رأيته بالأمس لا بدّ وأنه أصابني بالعدوى

Bu kişi hatırı sayılı biri olmalı.
ذلك لا بدّ وأنه كَانَ عادياِ.

Londra'da dün olanlar sizi derinden yaralamış olmalı.
أن ما حدث في لندن بالأمس... لا بدّ وأنه كان محزنا بالنسبة لك... .

Bir hayvan olmalı.
لا بدّ وأنه حيواناً

Kullanamadan vurulmuş olmalı.
لا بدّ وأنه قتل قبل أن يطلق.

Saklanmış olmalı.
لا بدّ وأنه زحف.