| Sana göre, bana bir tane yapışkan güve verdiğinde kollarımı açıp sana tekrar hoş geldin mi demeliyim? | Open Subtitles | أتعتقد أن يمكنك أن تقدم لي دودة واحدة فقط و تريديني أن أرحب بك بذراعين مفتوحين؟ |
| Seni firmamıza resmi olarak kollarımı açarak selamlıyorum. | Open Subtitles | أنا هنا لأرحب بك بشكل رسمي في الشركة بذراعين مفتوحتين |
| Biliyorum, sana kollarımı açıp hoş geldin demediğim için kötü olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | انظري, أعلم أنك تعتقدين أنني الرجل السيء لأنني لم أرحب بك بذراعين مفتوحة |
| Ateş mermisi fırlatan bir uçağı vurabilecek kolları olan mermi atabilen bir robot. | Open Subtitles | آلي بذراعين مسلحتين ، يطلق النار على طائرة مصنوعة من الأسلحة التي تطلق مسدسات |
| Bunun yerine kolları kırık, göğsünde emniyet pimi ve men emriyle uyandı. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، استيقظ في المستشفى بذراعين مكسورين. وأمر تقييد مُثبت على صدره |
| Beni kollarını açarak karşılayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك فى النهاية ستستقبليننى بذراعين مفتوحين |
| Beni yenebilirse onu kollarımı açarak karşılarım. | Open Subtitles | إذا هزمني سوف أرحب به بذراعين مفتوحين |
| Ben sana kollarımı açıp geldiğimde.. | Open Subtitles | عندما ارحب بك بذراعين مفتوحين |
| Ben ekstra büyük boy, kaslı kolları olan bir çocuk sipariş etmiştim. Fazladan cesaret ve gururu da olacaktı. | Open Subtitles | "لقد طلبت ولداً بذراعين قويتين، مفعم بالشجاعة والكبرياء" |
| Ve Violet onu havaalanında, üzerinde o bahar akşamı aldığı elbiseyle kolları açık bir şekilde... | Open Subtitles | ورحبت "فيوليت" به في المطار بذراعين مفتوحتين، مرتدية الثوب الذي اشترته... |
| kolları olan bir sandalye. | Open Subtitles | مقعداً بذراعين |
| Onca yıldır bana merhamet göstermeyi suç sayan babam seni kollarını açıp kucakladı. | Open Subtitles | بعد سنوات من إلتماس الشفقة من أبي إتجه إليك بذراعين مفتوحتين |
| kollarını birleştirebilen koca birine girişte ihtiyacımız olabilir. | Open Subtitles | أحتـاج رجلا ضخمـا عند الباب بذراعين مضمومتيــن. |