| Onun suçunu biliyordun ve sır tutan bir adam güvenilmez biridir. | Open Subtitles | لقد علمت بذنبها و الرجل الذي يحتفظ بالأسرار هو رجل غامض |
| Neredeyse suçunu kabul etmiş gibiydi, değil mi? | Open Subtitles | عمليا يبدووكانها أقرت بذنبها, اليس كذلك ؟ |
| Kraliçe saraydan kaçmasıyla zaten suçunu kabul etmiş oldu. | Open Subtitles | حقيقة أنَّ الملكة فرَّت من القصر هو بمثابة إعتراف بذنبها. |
| Bana göre, suçunu itiraf edip cezai indirimle muhtemelen altı ay yatacaktır ya da bir yıl ya da iki yıl ev hapsi alacaktır. | Open Subtitles | -أجل بتخميني ، بإعترافها بذنبها فستحجز لمدة ستة شهور، |
| suçunu itiraf etti, ifadesini düzeltti. | Open Subtitles | لقد اعترفت بذنبها وصححت الحقائق |
| suçunu itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترفتْ بذنبها. |
| Yasuko Hanaoka suçunu itiraf etti. | Open Subtitles | أقرت (ياسوكو هاناوكا) بذنبها |