| Afganistan'ı seviyorum, ama bir ayının kuyruğundaki pire gibiyiz. | Open Subtitles | أنا أحب أفغانستان , ولكننا براغيث على ذيل الدب |
| Palyaço pire, ip cambazı pire, resmi geçit yapan pireler. | Open Subtitles | براغيث مهرجة, براغيث بهلوانية براغيث فى إستعراض |
| Yatak odam bu pire torbasına kapalı. - pire torbası değil o! - Baba. | Open Subtitles | إنه ليس حقيبة براغيث ماذا عن هؤلاء البحارين؟ |
| Tamam, sanki üzerinde pireler varmış gibi kaşınmayı keser misin? | Open Subtitles | حسنا , هلا توقفتي عن الحك و كأن لديك براغيث ؟ |
| İşin aslı başıboş insanlar pireli yaratıklar ve eşyalarıma işiyorlar. | Open Subtitles | الحقيقة أن الشوارد هم براغيث تبول على أشيائك |
| Kum bitleri dışında birşeyler götürmek iyi olur. | Open Subtitles | أود أن أجلب شيء معي الي الوطن بجانب براغيث الصحراءِ. |
| Oraya hiç gitmedin ve orada bitlerin olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | لم تذهب إلى هناك قط وتعتقد أن لديهم براغيث |
| Kedi pireleri, örneğin, kendi boylarının 100 katı kadar zıplama yeteneğine sahip. | TED | براغيث القطط ، على سبيل المثال لديهم القدرة على القفز مسافة تساوي مئة ضعف طولهم |
| Makyaj malzemelerime zehir mi koydun yoksa elbiseme pire mi? | Open Subtitles | هل سممتي مكياجي ام وضعتي براغيث في فستاني |
| O kadar gerginim ki köpeğimi öptüm ve kız arkadaşıma pire banyosu yaptırdım. | Open Subtitles | أنا متوتر لدرجة أني قبلتُ كلبي وأعطيت صديقتي حمام براغيث |
| Sıçanlarda virüs ya da pire izine rastlamadım. | Open Subtitles | لم يكن هناك فيروسات أو براغيث على الفئران |
| Makyaj malzemelerime zehir mi koydun yoksa elbiseme pire mi? | Open Subtitles | هل سممتي مكياجي ام وضعتي براغيث في فستاني |
| Sıçan, fare, sinek hamam böceği, karınca, pire arayın. | Open Subtitles | ابحثوا عن فئران او حشرات صراصير نمل ابيض ، براغيث |
| Ve yataktan pire çıkarsa kamçılanırsınız. | Open Subtitles | واذا كان يوجد على السرير براغيث سوف تُضربين |
| Bacaklarım pire ısırığı kaplı. | Open Subtitles | لدغتني براغيث على كلّ مكان من ساقيّ |
| Demek pire var. | Open Subtitles | إذن لديك براغيث. |
| Hamamböcekleri, pireler fare dışkıları, martı gübresi. | Open Subtitles | صراصير، براغيث براز فئران، براز خفاش |
| pireler. Fildişi! | Open Subtitles | براغيث إنه الذهب الأبيض |
| Evet, pireli bir köpek yavrusu kadar. | Open Subtitles | نعم ، غير مؤذية مثل جرو صغير ذو براغيث |
| Kum bitleri dışında bir şeyler götürmek iyi olur. | Open Subtitles | أود أن أجلب شيء معي الي الوطن بجانب براغيث الصحراءِ. |
| Tamam, orada bitlerin olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن لديهم براغيث هناك، وإن يكن؟ |
| O hâlde, asıl soru: Kedi pireleri bunu nasıl yapıyor? | TED | لذا فإن السؤال هو: كيف تفعل براغيث القطط ذلك؟ |