| Kiminle ilgliymiş bu Brandon? Biliyor musunuz,siz çocuklar hazır olduğunuzda bana haber verin | Open Subtitles | أظن أن براندن لم يكن يحبها كثيراً ليس كثيراً |
| Dağılmış ve Brandon'u zırva gibi çaldırıyordu | Open Subtitles | ولكن بعدها تبعت براندن في المرحلة التالية ورأيت كيف كان يخرب الصوت |
| O Brandon'u rahat bırakır bırakmaz ben de onu rahat bırakırım | Open Subtitles | عندما يترك براندن في حاله سأتركه أنا أيضاً ألو |
| Karnıma sancılar girdi Brendan. Kendimi hasta hissediyorum. | Open Subtitles | أننى أعنى ألاماً فى معدتى براندن أنا مريضة |
| Kaynaklarımız, valinin kocası Brendan Grant'a kadar uzanan... bir suikast girişimini kesin olarak doğruluyor. | Open Subtitles | وتشير مصادرنا الى مؤامرة كبيرة ربما تورط فيها رجال ذو مناصب كبيرة مثل براندن جرانت زوج الحاكمة |
| Brandon'un yetenekli olduğu işi yapmasına ikna etmeye çalışıyor bir yandan da... | Open Subtitles | على سبيل المثال من جهة عليك أن تقنعي براندن ألا يخفي موهبته ولكن بالجهة الاخرى |
| Brandon senin senfonini tamamlamayacak | Open Subtitles | براندن لن يكمل سيمفونيتك إنها ليست سيمفونيتي العاشرة إنها لإبني |
| Onu tekrar bu işe bulaştırmak istemiyorum Eğer gerçekten önemli olmasa bu kadar çok üstelemezdim Eğer Brandon bu şarkıyı tamamlayabilirse belki bu onun tekrar çalabilmesine yardımcı olur | Open Subtitles | إذا كان براندن يستطيع عزف هذه الاغنية ربما كانت ستساعده على العزف مجدداً |
| Herkes Brandon'un korkutucu bir yeteneğe sahip olduğunu biliyordu Bu yüzden Jared onu gruba aldı | Open Subtitles | الكل كان يعلم أن براندن كان موهوباً بشكل رهيب جداً |
| Brandon bu şarkıyla ilgili bütün kayıtları topladı Kes şunu | Open Subtitles | قام براندن بجمع كل التسجيلات التي عملها لتلك الاغنية |
| Brandon'un bu şarkıyı çalmasını sitemiyırsun anladım. Ama daha mantıklı yollar var,Jared Oh,şu senin küçük barış,sevgi ve anlayış ışığın değil mi? | Open Subtitles | انت لا تريد من براندن أن يعزف هذه الاغنية فهمت ذلك |
| Brandon onu tanımlayacak kadar büyük. | Open Subtitles | براندن كبير بما فيه الكفايه ليستطيع التعرف عليه |
| Hiç fark etmez, Brandon'ı almak... için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | هو لا يهم انا سافعله انا سأفعل كل مايلزم لإرجاع براندن |
| Ama onu Brandon'ın olduğu yere kadar izleyeceğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | ولكني ظننت انك ستلحقه الى مكان وجود براندن انا ظننت هو ذكي |
| Brandon'ın nerede olduğunu söylemiyoruz? | Open Subtitles | اجبره ان يخبرنا اي براندن عندما تعذبين شخصا ما |
| Brandon'un mezarını yapmamıza müsade ettiğiniz için size teşekkür etme şansı bulamamıştım. | Open Subtitles | لم يتسنى لي الفرصة لشكرك للسماح لنا بتخليد ذكرى براندن |
| Hadi hadi hadi Brandon! Sağ açık, Burls. Biliyordum. | Open Subtitles | هيا هيا براندن حالا بيرلس كنت اعرف هذه الطريقة |
| Tabi Brendan Rowe'un nerde olduğunu söylersen. | Open Subtitles | إن أخبرتني أين يمكنني أن أجد، براندن رووْ |
| Brendan namı diğer, Bay Medusa Dokunuş burayı tekrar yarattı. | Open Subtitles | براندن أو السيد لمسة قنديل البحر خلق هذا المكان من جديد |
| Brendan lise istiyorsa biz de ona lise veririz. | Open Subtitles | عندما يرغب براندن في الثانوية سنعطيه الثانوية |
| Psikopat sempatizanı kesildiğimden değil ama herkesi birlikte tutmak istediği için Brendan'ı suçlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتعاطف مع المجانين لكن لا يمكنني لوم براندن لأنه أراد أن يبقي الجميع معاً |
| Nicole ve Marcus Bradin'in affı ve salıverilmesi karşılığında Birleşik Devletler, Yemen'in insani taleplerinin tümünü karşılamaya hazır. | Open Subtitles | في مقابل الصفح و إطلاق سراح (نيكول) و (ماركوس براندن) الولايات المتحدة مستعدة لرفص جميع المطالب الإنسانية اليمنية |