| Burada yeni kaos teorisi alanındaki araştırmaları desteklemek için yazılım geliştirirken ilk bilgisayarıyla karşılaştı. | TED | وهنا واجهت أول حاسوب وهي تقوم بتطوير نظام برمجي لدعم البحث العلمي في المجال الجديد وهو نظرية فوضى الكون. |
| Bir sorun varsa yazılım hatası falan olmalı. | Open Subtitles | إن كان هنالك مشكلة فلابد أنه خطأ برمجي. |
| yazılım arızasına dair bir iz yok. | Open Subtitles | لا أثر لخلل برمجي |
| yazılım mühendisiyim. | Open Subtitles | أنا مهندس برمجي حاسوبي |
| İyi de Bay Fox, zaten onarılmış. yazılım yaması yapılmış. | Open Subtitles | ولكن يا سيد (فوكس)، إنّها مُصلّحة بالفعل تصحيح برمجي... |
| - Kısacası Gideon'un yazılım güncellemesine ihtiyaç duyduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | إذن تقصد أن (غيديون) بحاجة لتحديث برمجي |
| Afterlife aslında bir yazılım. | Open Subtitles | ما بعدالحياة) في الاساس) شيء برمجي |