| programları teybe kaydettiler. -prova için. | Open Subtitles | انهم يسجلون برنامجهم فى شريط لاعاده الغناء عليه |
| Mükemmel programları sayesinde şu an içimizde de bulunan bir öğrenciye ve bir çok bağımlı ve alkoliği tedavi ederek, ayık kalmalarını sağlıyorlar. | Open Subtitles | بفضل برنامجهم الرائع و الذي يساعد مدمنين و سكارى كثيرين أصبحت طالبة معنا اليوم |
| Alışveriş yaptığınız bakkal siz oranın müşteri bağlılık programı üyesisiniz. | Open Subtitles | محل البقالة حيث تتسوّق. أنت عضو في برنامجهم للزبائن المُخلصين. |
| Futbol programı okula milyonlarca dolar kazandırıyor. | Open Subtitles | حسناً ، برنامجهم لكرة القدم يجلب ملايين الدولارات للجامعة |
| Adamlarımızdan biri Ruslara kendi programlarını geçici olarak yürütebilecekleri bir bilgiyi yasadışı bir biçimde sattı. | Open Subtitles | أحد جماعتنا قام ببيع المعلومات لروسيا بشكل غير قانوني مما سمح لهم بشكل مؤقت بتشغيل برنامجهم الخاص |
| Eğitim programına kabul edilmişti. | Open Subtitles | هو كَانَ قَدْ قُبِلَ إلى برنامجهم التدريبي. |
| Bir şekilde programlarının dışına çıktılar ve bizlerin aksine kendilerini düzeltemezler. | Open Subtitles | بهم , بطريقة ما تجاوزوا برنامجهم وخلافنا , لا يستطيعون تصحيح أنفسهم |
| Mükemmel programları sayesinde şu an içimizde de bulunan bir öğrenci ayık. | Open Subtitles | و أنا من ظننتك أصبحتِ ناعمة بفضل برنامجهم الرائع أصبحت طالبة معنا اليوم نظيفة و واعية |
| Tahminim, redaksiyon programları bir ismi kaçırmış. | Open Subtitles | تخميني ان برنامجهم للتنقيح أخطأ وظن النعت اسماًً |
| Hepsini bir araya getirdiğinizde, programları bir yıl kadar gecikirse şaşırmam. | Open Subtitles | عندما تضع كل تلك الحقائق سوياً لن أكون متفاجئاً لو تعطل برنامجهم لمدة سنة |
| Nainsanları, yetiştirdikleri, kullandıkları ve silahlandırdıkları gizli programları. | Open Subtitles | إنه برنامجهم السري لرعاية و تجنيد و تحويل اللابشر إلى أسلحة |
| Nükleer silah gelişim programları ve bilgileri Macaristan olayıyla, büyük yara aldı. | Open Subtitles | برنامجهم للتطوير النووي "أُعيق بالحادثة في "هنغاريا |
| OCP'nin, devrim niteliğindeki, suçu önleme programı çerçevesindeki yeni askeri. | Open Subtitles | إنه أحدث جندي لشركة"أو سي بي" في برنامجهم الثوري للتعامل مع الجريمة |
| Orada daha iyi bir devlet programı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت بأن برنامجهم الحكومي أفضل |
| N.S.A. onların MYSTIC programı sayesinde Ivan'ın geçen hafta, | Open Subtitles | وكالة الأمن القومي. وفرت لنا بيانات من خلال برنامجهم "ميستيك" |
| Ben de yaptım ve onların SETI programı hakkında yazmaya başladım. | Open Subtitles | وهكذا فعلت , وبدأت بالكتابة عن برنامجهم |
| Bu sayılar bir grup köylünün gündüz sohbet programlarını izlemesine ve çevirmeli telefonlarına cevap vermesine dayalı. | Open Subtitles | حسنا، هذه الأرقام تستند فقط على السذَّج الذين يتفرجون برنامجهم الحواري النهاري يجيبون على هواتفهم القديمة |
| Kendi programlarını izlediklerini bile sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم يشاهدون برنامجهم |
| Ziyaretçiler bu akşam "Gemide Yaşam" programlarını duyuracak. | Open Subtitles | سيُعلن "الزائرون" برنامجهم "العيش على متن السفينة" الليلة |
| Bağımlılık programına almalarını istemelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تطلب وضعك ضمن برنامجهم للإقلاع عن المخدرات. |
| Virüslü yazılımımız onların bütün programına sızınca... | Open Subtitles | عندما يعمل برنامجنا الخبيث برنامجهم بكامله |
| Müzik programlarının parası kesilecekmiş. | Open Subtitles | الآن، لقد أخبرني أن برنامجهم الموسيقي سيفقد تمويله |
| Boston'daki tanıdığım, Meredith'in programlarının ilk tercihi olduğunu söylediğinden bahsetmişti sanki. | Open Subtitles | زميلتي في "بوسطن" قد تكون ذكرت بأن (ميرديث) قالت أن برنامجهم هو خيارها الأول. |
| Nükleer programlarındaki ilerlemeyi durdurması istenmiş ama kimliği belirsiz birisi İranlılara virüsten bahsetmiş ve onlar da virüsün varlığını halka açıkladıktan sonra virüs zarar veremeden ortadan kaldırmışlar. | Open Subtitles | بغية إعاقة تقدّم برنامجهم النووي لكن مصدر مجهول |