| Bir tane Brooklyn'lı gazete, Prospect Park West'te yapttığımız şeride şöyle demiş: 'Gazze Şeridi'nin haricinde dünyada en tartışılan toprak.' | TED | مذ اطلقت صحيفة بروكلين على هذا الممر الموجود في "بروسبيكت بارك ويست" "الارض الاكثر اثارة للجدل" عدا عن قطاع غزّة |
| Biliyorum, sen ve Jake Prospect Park'taydınız, ve o sana çiçekten bir taç yaptı. | Open Subtitles | انك و جيك خرجتما لمنتزه بروسبيكت وصنع لك تاجا من الورد |
| Prospect park'ta. Kendi evimde yaşıyorum. | Open Subtitles | في منطقة بروسبيكت بارك, لدي شقتي الخاصة |
| Polis biriminin basın sözcüsünden alınan bilgiye göre, Brooklyn Tersanesi civarında bulunan cesedin Prospect Park tecavüzcüsüne ait olduğu belirlendi. | Open Subtitles | المتحدث عن قسم الشرطة أكد أن جثة رجل اعتقد أنها تعود " لمغتصب بروسبيكت بارك " |
| Nasıl gidiyor, Çaylak? İyi. | Open Subtitles | كيف تجري الأمور " بروسبيكت " ؟ |
| Öyleyse tecavüzlerin gerçekleştiği Prospect Park bölgesinde faaliyet gösteren haşere ilaçlama servislerini kontrol etmişsindir. | Open Subtitles | لذلك تفحصت شركات السيطرة على الأوبئة التي عملت في منطقة " بروسبيكت بارك " حيث حدثت الاغتصابات |
| Bize onun, Prospect Park tecavüzcüsü olduğundan emin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنها واثقة أنه مغتصب " بروسبيكت بارك " |
| Prospect'in aşağısında öldürülmüşler çünkü biraz ot çalmaya çalışmışlar. | Open Subtitles | لقد قُتلوآ " في " بروسبيكت لأنهم كانوا في الخارج يحاولون شراء بعض الحشيش |
| - Tanrım! - Prospect Parkı, baksanıza! | Open Subtitles | يا للهول - "أنت، تفقد الأمر يا منتزه "بروسبيكت - |
| Saldırının veya davanın her yıI dönümünde sanki ben kayboluyorum, ve Prospect Parkı'ndan hayatta kalan kişiye dönüşüyorum. | Open Subtitles | في كل ذكرى سنوية للهجوم أو محاكمة استئناف أشعر أنني أختفي "وأعود لكوني "ناجية منتزه بروسبيكت |
| Kim Prospect Park'taki o korkunç geceyle tanınmak ister ki? | Open Subtitles | من يود أن تعرّف هويته بليلة واحدة رهيبة في منتزه "بروسبيكت"؟ |
| Bu yüzden onlardan Prospect 3'Iüsünü tekrar incelemelerini istedim. | Open Subtitles | ولذلك طلبت منهم مراجعة إدعائي "في قضة "ثلاثية بروسبيكت |
| Ben olsam Prospect 3'Iüsü davasını açmazdım, çünkü davayı Wallace yürütmüştü. | Open Subtitles | "ما كنتُ لأختار قضية "ثلاثية بروسبيكت لأن (والاس) كان من حاكمها |
| Prospect 3'Iüsünden ikisinin serbest bırakıImasından sonra, | Open Subtitles | "بعد إطلاق سراح عضوين من "ثلاثية بروسبيكت |
| Prospect Caddesi'ndeki bir lamba dükkanında işe girdi. | Open Subtitles | وهي تعمل الآن في متجر للمصابيح في شارع (بروسبيكت) |
| Orası, şey, ilk buluştuğumuz yer. Prospect Parkı. | Open Subtitles | إنه حيث التقينا " منتزه بروسبيكت " |
| Pekâlâ Prospect of Whitby meyhanesinden alınacak fıçılar için adam ve tekne kiralamak ve fıçıları Fleet Nehri üzerinden Hampstead'e götürmek istiyorsun. | Open Subtitles | حسن، أطلب توظيف رجال في القوارب لجمع البراميل من حانة (بروسبيكت أوف ويتبي) ونقلها عبر نهر (فليت) إلى (هامبستيد) |
| - Prospect Bulvarı. Suç oranı yüksek bir yer. | Open Subtitles | شوارع " بروسبيكت تكثر فيهآ الجرائم |
| Peki ya Prospect 3'Iüsü? | Open Subtitles | ماذا عن قضية "ثلاثية بروسبيكت"؟ |
| Çaylak, gidelim. | Open Subtitles | هيا بنا " بروسبيكت " |
| Çaylak seninle sanıyordum. | Open Subtitles | توقعت " بروسبيكت " معك |