| Lütfen anahtarı alıp 237 numaralı posta kutusunu aç beni zarfın içinden çıkartıp öp. | Open Subtitles | خذى مفتاحك و افتحى صندوق بريدك رقم 237 و خذينى خارج مظروفى و قبلينى |
| Ben de posta kutunuzdan parmak izlerinizi aldım. | Open Subtitles | لهذا وضعتُ تراباً على صندوق بريدك من اجل الحصول على بصمات أصابعك |
| - Gecikti. - Mektuplarını kontrol et! | Open Subtitles | ـ أجل , وقد تأخرت لأسبوعين ـ ولكن هلا تتحقق من بريدك |
| Bunu E-posta adresinize ya da cep telefonunuza mesaj olarak gönderiyorlar. | TED | ويرسلونها اما الى بريدك الالكتروني او كرسالة نصية الى هاتفك |
| Kramer fantezi kampına gitmeseydi postalarını ben almazdım! | Open Subtitles | ما كنت لآخذ بريدك إن لم يذهب إلى المعسكر الخيالي |
| Sanırım senin birkaç postan benim posta kutuma... | Open Subtitles | مرحبا ، أعتقد بأنّ بعضا من بريدك .. إنتهى به المطاف في |
| İşte Postanız. | Open Subtitles | هاك بريدك شكرا لك. |
| Yeni görevlerin için posta kutunu kontrol et. | Open Subtitles | تفقد صندوق بريدك باستمرار لترى ما هو الجديد |
| Ama bunu açabilirsin, posta kutusunda duruyordu. | Open Subtitles | لكن من الممكن ان تفتح هذا لقد وجدته فى بريدك |
| Evet efendim, posta kutusunda vardı. | Open Subtitles | نعم يا سيدي كان هناك رسالة لك في صندوق بريدك |
| Eğer bir posta falan getirebilirseniz, size kartınızı verebilirim. | Open Subtitles | إن كنت تستطيع إحضار بعضاً من بريدك عندها سوف أعطيك البطاقة |
| Mektuplarını al ve evine git. Yapacak işlerim var. | Open Subtitles | خذ بريدك وأرحل فحسب، عندي الكثير من الأعمال. |
| Postacı geldi, Mektuplarını getirdim. | Open Subtitles | ساعى البريد كان موجود هنا لذا قد احضرت بريدك |
| - Sanırım o bir sesli mesaj. - Lanet olsun. | Open Subtitles | ــ أعتقد أن هذا بريدك الصوتي ــ تباً لهذا |
| Kramer fantezi kampına gitmeseydi postalarını ben almazdım! | Open Subtitles | ما كنت لآخذ بريدك إن لم يذهب إلى المعسكر الخيالي |
| - Belki birkaç postan ona gitmiştir yanlışlıkla. | Open Subtitles | ربما تم إرسال بريدك إلى منزلها |
| Postanız ve haplarınız. | Open Subtitles | هذا بريدك و دواؤك |
| Aman Tanrım, evet. Telesekreter mesajın aşırı gayce. | Open Subtitles | يـا إلهي، ذلك صحيح، رسالة بريدك الصوتي مثلية جداً. |
| Mektuplarınız masanızda. | Open Subtitles | دكتور جونز أنا سعيدة للغاية أنك عدت بريدك على مكتبك |
| Bana mail adresini ve birkaç saat izin ver, dersim bittiği zaman gönderirim. | Open Subtitles | أعطيني بريدك الالكتروني وساعتين، و سأعيد إرسال هذه الايميلات إليك، عندما تنتهي الحصة. |
| posta kutuna bir el ilanı bıraktım ve çantana bir tane sokuşturdum. | Open Subtitles | تركت إشعاراً في صندوق بريدك وكذلك ملصقاً في محفظتك |
| Postanı ürktüğün ve hemen kaçman gerektiği zaman böyle bırakırsın. | Open Subtitles | تقوم بإلقاء بريدك بهذا الشكل حين يتم إجفالك حين تحتاج إلى المغادرة سريعاً |
| Hafızanı kullan. E- Mailini, Kredi kartı faturalarını kullan. | Open Subtitles | او بريدك الإلكتروني , او استخدمي فواتير بطاقة ائتمانك |
| - mesajını aldım. - Gelmeye mecbur değilsin. | Open Subtitles | ذلك,لقد وصلنى بريدك الصوتى لاتشعر بانه ملزم |
| maillerini en son ne zaman kontrol ettin? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة تفقدت فيها بريدك الإلكتروني؟ |