| Ve Brenner Grady'i Mayfield'in yan hücresine koymakla sorumluydu. | Open Subtitles | و برينير يمكن أن يكون هو المسؤول عن وضع غريدي في زنزانة مجاورة لمايفيلد |
| Peki ya Brenner, Mayfield hakkında bilgileri muhbire ilettiyse? | Open Subtitles | أذا ماذا لو أن برينير غذى مخبره السري المعلومات على مايفيلد ؟ |
| Bu Grady'nin kanında bulunan aynı ilaç. Vay. Demek Brenner Grady'i zehirledi. | Open Subtitles | نفس الدواء الذي وجدناه في دم غريدي أذن برينير كان يقوم بتسميم غريدي أجل |
| Grady boğulduğunda Brenner da hapishanede miydi? | Open Subtitles | هل كان برينير في سجن المقاطعة في الوقت الذي خنق فيه غريدي ؟ |
| - Brynjar'ı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف (برينير) |
| Yul Brynner'in Vladivostok'lu bir çingene olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين بأن (يول برينير) كان غجري من (فاديفوستوك)؟ |
| Lafı dolaştırmayacağım, Bay Brenner. | Open Subtitles | . لن ألف وادور عليك يا سيد برينير |
| Dedektif Brenner, Lincoln Mayfield davasının bir parçası mıydı? | Open Subtitles | هل كان المحقق برينير جزئا من قضية مايفيلد - لينكولن ؟ |
| Dedektif Brenner'in personel dosyasına bakıyorum. | Open Subtitles | أبحث في الملف الشخصي للمحقق برينير |
| Dedektif Brenner Grady'i kullanıyordu. | Open Subtitles | المحقق برينير كان يقوم بأستغلال غريدي |
| Merhaba, Bayan Brenner. | Open Subtitles | . حسناً مرحباً يا سيدة برينير |
| Chief Brenner az önce aradı, Ve oraya bir ekip yolluyormuş. | Open Subtitles | الرئيس (برينير) اتصل الان وسوف يرسل فرقة الردع الى هنا |
| Brenner'ı bulamıyoruz. O iyi mi? | Open Subtitles | (لا يمكننا تحديد مكان (برينير - هل هي على ما يرام؟ |
| Kadın Aaron Brenner denen bu adamın cinayet davasındaki en önemli tanıkmış. | Open Subtitles | و هيَ شاهدة رئيسية بجريمة قتل ،ضدّ هذا الرجل (أرون برينير) |
| Honolulu'daki bir ithalat firmasında muhasebeciymiş. Firmanın Aaron Brenner'ın uyuşturucu operasyonu için bir paravan olduğundan haberi yokmuş. | Open Subtitles | "هي كانت محاسبة لشركة استيراد بـِ"هونولولو (فلم تكن تعلم بأنّه ستواجه عملية مخدّرات لـِ(أرون برينير |
| Aaron Brenner adamı soğukkanlılıkla infaz etmiş Julie de bu cinayete tanık olmuş. | Open Subtitles | أعدمَ (أرون برينير) ذاك الرجل بدماء باردة شَهدت (جولي) جريمة القتل |
| Julie bugün saat 5'te mahkemede olmazsa Brenner serbest kalacak. | Open Subtitles | فإن لم تأتي إلى المحكمة اليوم عند 5: 00 مساءً برينير) حرّ) |
| Bu Aaron Brenner'ın yanına kalamaz. | Open Subtitles | مستحيل لـِ(أرون برينير) أن يفلت من هذا دون عقاب |
| Bay Brenner'ı buradan götürüp bekleme sahasına alın hemen. | Open Subtitles | أيّها المأمورين، خذوا السيّد (برينير) إلى منطقة الانتظار حالاً |
| Aynısı Yul Brynner'e olmuştu. | Open Subtitles | قالوا أن الأمر ذاته حصل مع (يول برينير) |