| Teşekkür mektupları alırım, ama kimse, borç istemek dışında, beni ziyaret etmez. | Open Subtitles | ثم أحصل على رسائل شكر لكن لا أحد يهتم بزيارتي مالم يريدون سلفة من المال |
| Bugün programdan sonra Bay Giroux adında biri beni ziyaret etti. | Open Subtitles | بعد البرنامج اليوم قام بزيارتي رجل يجعى السيد جيروكس |
| Aslında onunla çok ciddi değildim, ama yaralandığımda, beni her gün ziyaret etti. | Open Subtitles | لم أكن فعلا جادا بشأنها لكن... لكن عندما أصبت، قامت بزيارتي كل يوم |
| Bayan Norma Restarick, beni ziyarete geldi ve karşılaştığı bazı zorluklarla ilgili olarak yardımımı istedi. | Open Subtitles | حسنًا يا سيدتي بيترسبي ، لقد قامت الآنسة ريستارك بزيارتي وطلبت مني مساعدتها في .. |
| Sanırım buraya gelmenin dün Hollar'a olan ziyaretimle bir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | لا أفترض خروجك هنا له أي علاقة بزيارتي إلى " هولر " الفدية يوم أمس ؟ |
| Şimdi beni ziyaret ediyorlar ve bunu durduramıyorum. | Open Subtitles | والآن يقومان بزيارتي ولا أستطيع إيقاف ذلك |
| Francis'in burayı sıkça ziyaret etmemden hoşlanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان فرانسيس سيكون سعيداً بزيارتي المتكررة هنا |
| 12 yaşındayken benim ikiz kardeşim beni ziyaret etmeye başladı. | Open Subtitles | عندما كان عمري 12 أختي التوأم بدأت بزيارتي. |
| Birkaç ay önce, Güney Afrikalı bir avukat beni ofisimde ziyaret etti ve dedi ki: "Seninle tanışmak istedim. | TED | منذ بضعة أشهر، محامٍ جنوب أفريقي قام بزيارتي في مكتبي و قال، "أردت لقائك. |
| Cadı beni gece ziyaret etti. | Open Subtitles | الساحرة التي قامت بزيارتي في الليل |
| Tabii, Klan beni ziyaret etmeden önce. | Open Subtitles | هذا قبل أن يقوم الجماعة بزيارتي. |
| Ta ki dün gelip beni ziyaret edene kadar. | Open Subtitles | لكن البارحه قام بزيارتي في سردابي |
| Beni, bir ünlünün burada ziyaret etmesi için sadece bir sebep var. | Open Subtitles | الآن، هناك سبب واحد فقط... يجعل المشاهير يقومون بزيارتي |
| Demek beni ziyaret etmeni önerdi? | Open Subtitles | أجل فقد إقترحت أن تقوم بزيارتي. |
| Yorucu bir günün ardından beni ziyaret etmeye gelmen çok hoş. | Open Subtitles | من الجيد أن تفكري بعد يوم شاق بزيارتي |
| Niye beni hastanede ziyaret etmek için zahmet ettin? | Open Subtitles | لماذا لم تهتم بزيارتي في المستشفى ؟ |
| Lütfen kodeste beni ziyarete geleceğini söyle. Eli, hapse falan girmiyorsun. | Open Subtitles | رجاء قولي لي أنك ستقومين بزيارتي في السجن |
| Beni ziyarete gelirsen işte burada yatacaksın. | Open Subtitles | اذ قمتُ بزيارتي ، هذا المكان الذي ستنام فيه |
| Onu ziyaretimle hiç gurur duymuyorum. | Open Subtitles | - لم اتصرف بكبرياء بزيارتي لها كانت نتيجة |
| Bir ara bana uğra, görüşelim. | Open Subtitles | حسنًا ، قم بزيارتي في بعض الأحيان |
| Bakıyorum beni çok sevdin sert çocuk, ziyaretime gelmeden yapamıyorsun! | Open Subtitles | إنك تحبني أيها الشاب القوي هذا واضح، فأنت تستمر بزيارتي |
| Bu ziyaretimden çok zevk aldım. | Open Subtitles | لقد أستمتعت كثيرًا بزيارتي لكم |
| Verrat şahsi bir ziyarette bulundu. | Open Subtitles | حسناً، لقد قام الـ(فيرات) بزيارتي. |