| Hank. lütfen Bu şekilde kendini duyamazsın. yedi saniyelik bir gecikme var. | Open Subtitles | لن تكون قادرا على سماع نفسك يا هانك فنحن متاخرون بسبعة ثواني |
| yedi milyon dolarlık sanat eseri, mücevherler, antikalar. Ben kullanırım. | Open Subtitles | ثروة تقدر بسبعة ملايين من الفن و المجوهرات و التحف |
| 9 exabyte RAM. Ve üzerindeki toplam trafik saniyede yedi terabyte hızla akıyor. | TED | ومجموع الحركة في هذا تعمل بسبعة تيرابايت في الثانية. |
| Oyunlardan bu dersleri nasıl öğrenebileceğimizi ve bunları oyun dışında nasıl kullanabileceğimizi gösteren yedi şeyden bahsedeceğim. | TED | حسناً, لقد جئت بسبعة أشياء و التي كما أعتقد تظهر كيف يمكنكم أخذ هذه الدروس من الألعاب و استخدامها خارج الألعاب. |
| Üzgünüm! Karım onu yediye satmış! | Open Subtitles | أنا اسف لقد باعتها زوجتي بسبعة |
| Ben kadın başıma, tüm gün evde oturduğum halde sen eve gelmeden az önce onu yedi dinara genç bir adama sattım. | Open Subtitles | و أنا امرأة جالسة طوال النهار بالمنزل و بعته بسبعة الى شاب قبل مجيئك مباشرة |
| C.I.A'den yedi kat daha büyüksünüz. | Open Subtitles | أنتم أكبر من وكالة المُخابرات المركزية بسبعة أضعاف |
| ...en iyi ihtimalle yedi milyon ödemen gerekecek. Ve bu sadece bir başlangıç, daha başka şeyler de var. | Open Subtitles | بسبعة مليون دولار وذلك فقط للمحققون الإتحاديون. |
| Siz bir milyardersiniz,... ama adamı, yedi dolarla kandırmayı denediniz? | Open Subtitles | أنت بليونير وأنت تحاول رشوة الرجل بسبعة دولارات؟ |
| Siz bir milyardersiniz,... ama adamı, yedi dolarla kandırmayı denediniz? | Open Subtitles | أنت بليونير وأنت تحاول رشوة الرجل بسبعة دولارات؟ |
| Aslına bakarsan ben de bunu, şunların yedi tanesiyle değiştirmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة، كنت أفكر بتبديل هذه بسبعة من هذة |
| Öyleyse, neden yedi yıl hapis yattın? | Open Subtitles | و لهذا السبب كنت خلف القضبان بسبعة أعوام؟ |
| Palo Verde'nin yedi mil kuzeyinde, kırsal anayoldan batıya doğru gidiyor. | Open Subtitles | انه شمال "بالو فيردى" بسبعة أميال يتجه للغرب على الطريق الزراعى |
| Son yedi gün içinde, acil servis nörologa nörologda beş ayrı doktora göndermiş. | Open Subtitles | أرسله أطباء غرفة الطوارئ لطبيب أعصاب و الذي أرسله لخمسة أطباء آخرين بسبعة أيام |
| Birçok insan dünyanın yedi günde yaratıldığına inanıyor. | Open Subtitles | حسناً، العديد من البشر يظنون أن هذه الأرض خلقت بسبعة أيام |
| Sadık erkekler, tıpkı sizin etrafımı çevrelediğiniz gibi onun da etrafını çevreliyorlar ve güneş en tepede olmasına rağmen soylu ölü bedenine yedi gölge düşürüyor. | Open Subtitles | والرجال المخلصون يحيطون به كما تفعلون معي وعلى الرغم من الشمس الساطعة فإنهم يرمون بسبعة ظلال على جسده النبيل المسجى |
| Olabiliyor. Striptiz kulübünden emekli olmuş olabilirsin ama hala haftada yedi şov yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت لَرُبَّما تقاعدتي، لَكنَّك ما زالتيَ تقومينُ بسبعة عروض في الإسبوع. |
| Birileri yönetim kurulunu kışkırtmış ve aleyhinde sıfıra karşı yedi oy çıkmış. Sıfıra karşı yedi oy. | Open Subtitles | أحدهم غير رأي اللجنة للتصويت بسبعة مقابل صفر لصالحك |
| yedi kere yanlış yeri arayarak bütün bozukluklarımı tükettim. | Open Subtitles | لقد أهدرت ثمن التذكرة في الاتصال بسبعة أرقام خاطئة. |
| Sıska, küçücük bir kızdı, yedi hafta erken doğdu. | Open Subtitles | لُحيمة هزيلة مبكرة عن ميعادها بسبعة أسابيع |
| Sen beş teklif ettin, karım ise onu yediye sattı! | Open Subtitles | انت عرضت خمسة و زوجتي باعته بسبعة |