| Bartok lösemi'ydi ve ölüyor olduğunu biliyordu ve bu konçertoyu kendisi de konser piyanisti olan karısı Dita'ya adamıştı. | TED | مات بسرطان الدم وكان يعلم ذلك قرر حينها إهداء تلك المقطوعة لزوجته ديتا, التي كانت هي أيضا عازفة بيانو |
| Bir ay önce lösemi hastama destek olmak için kafamı kazıttım. | Open Subtitles | قبل شهر حلقت شعر رأسي متضامناً مع مريض بسرطان الدم |
| Ailenin bir çocuğunda lösemi ötekinde otoimmün hastalık var. | Open Subtitles | العائلة لديها طفل مصاب بسرطان الدم و آخر مصاب بمرض مناعي |
| Bacağı çalınan adam lösemiden ölen 47 yaşında iki çocuk babası biri. | Open Subtitles | كان عمره 47سنة . أب لطفلين توفي بسرطان الدم #عافانا الله وإياكم# |
| lösemiden ölmek üzere olan bir adamı tamamen yabancı birini öldürmeye iten şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يملكه رجل على وشك أن يموت بسرطان الدم ليقتل رجل غريب ؟ |
| Kan kanseriydi. | Open Subtitles | لم يعلم أحد السبب كان مُصاب بسرطان الدم |
| Birine bakarak lösemi olduğunu anlaman gerekmez. | Open Subtitles | لا يمكنك المعرفة لو كان شخصاً مُصاباً بسرطان الدم من خلال النظر إليه |
| Altı yaşında lösemi teşhisi kondu. | Open Subtitles | كان بالسادسه من عمره إنه أُصيب بسرطان الدم |
| Geçen hafta, kedime lösemi tanısı koydular. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي, قطتي تم تشخيصها بسرطان الدم السنوريّ |
| 36'da bir olasılıkla lösemi olma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك احتمالية 1 إلى 36 لإصابتها بسرطان الدم. |
| Beni korkutan olasılık ise bazı zavallı lösemi ruhların | Open Subtitles | ما يخيفني هو إمكانية أن بعض الأرواح المسكينة المصابة بسرطان الدم |
| lösemi hastasıydın değil mi, Jeremy? | Open Subtitles | كنت مصابا بسرطان الدم; هل هذا صحيح, جيريمي؟ |
| Ağabeyin lösemi olmuş, ve sana söylememiş. | Open Subtitles | أخوك كان مريضاً بسرطان الدم وهو لم يقل لك شيئاً عن هذا |
| Bu fotoğraf çekildikten birkaç hafta sonra lösemi teşhisi kondu. | Open Subtitles | تم تشخيصها بإنها مصابة بسرطان الدم بعد عدة أسابيع من التقاط هذه الصورة، |
| Kızıma beş yaşındayken akut lösemi tanısı kondu. | Open Subtitles | لقد أصيبت ابنتي بسرطان الدم الحاد في الخامسة من العمر، |
| Tesadüf denebilir mi bilmiyorum ama öğrenebildiğimiz kadarıyla babası hiç lösemi olmadı. | Open Subtitles | حسن ، لا أعرف إن كان يمكن أن أعدها مصادفة ولكن من إحداها ، أن أباه .. لم يصب بسرطان الدم |
| Bu arada, ben de orada oturmuş... "Millet, kızım lösemiden öldü..." | Open Subtitles | بينما لسان حالي يقول، "يا قوم، ابنتي ماتت بسرطان الدم!" |
| Audrey Higuerra'nın kız kardeşi lösemiden öldü. | Open Subtitles | لان اخت اودري هيغيرا ماتت بسرطان الدم |
| Oğlunu 2012'de lösemiden kaybetmiş. | Open Subtitles | لقد فقدت ابنها بسرطان الدم في 2012 |
| 2 yıl önce lösemiden ölmüş. | Open Subtitles | ماتت بسرطان الدم منذ سنتين |
| Kimse sebebini bilmiyordu. Kan kanseriydi. | Open Subtitles | لم يعلم أحد السبب كان مُصاب بسرطان الدم |