| Biri bana ait olanı çaldı ve onu geri almalıyım | Open Subtitles | لقد قام أحدهُم بسرقة . كرتى و أنا أنوي إسترجاعها |
| Bak, sihirbazlardan herhangi biri Klarissa'yı numara çalmakla suçladı mı? | Open Subtitles | انظر، أي من السحرة اتهم من قبل كلاريسا بسرقة الحيل؟ |
| Ve benim paramı çalıp, pişmanlık bile duymadan güvenime ihanet ettiğin için, | Open Subtitles | بما أنـّك قمت بسرقة أموالي بما أنـّك خنت ثقتي بدون أيّ ندم |
| Pekâlâ. Yani o harcamaları yapan her kimse kredi kartlarını çalmış. | Open Subtitles | ذلك يعني كلّ من أدلى بتلك التهم قام بسرقة بطاقات الائتمان |
| New York'tan beri bir an bile kıçımdan ayrılmadın, önce taksimi çaldın. | Open Subtitles | لقد كنت تزعجني منذ أن كنّا في نيويورك وبدأت بسرقة سيارة الاجرة |
| Ama parayla alınan bir malı çaldığını nasıl söyleyebilirsiniz? | Open Subtitles | لكن كيف لكِ ان تتهميها بسرقة شيءٌ قُيض بالمال؟ |
| Bu nedenle, botanist Robert Fortune'ı, Çin'den çayı gizli bir operasyonla çalmak için görevlendirdi. | TED | لذلك كلفت عالم النبات روبرت فورتشن بسرقة الشاي من الصين في عملية سرية. |
| Goa'uld ve Tok'ra bulundukları yere teknoloji çalarak gelmediler mi? | Open Subtitles | ألا نكون مثل الجواؤلد والتوك رع حصلنا عليها بسرقة التقنية |
| Bu yüzden yasal olmayan marketlerde yiyecek arabalarından çalmaya başladım | TED | لهذا بدأت بسرقة المطاعم المتنقلة في الأسواق الغير قانونية |
| Ateş Ulusu, Büyük Kütüphane'den bizimle ilgili bir bilgi çaldı. | Open Subtitles | قوم النار قام بسرقة معرفتنا و علومنا من المكتبة العظيمة. |
| Elmas bir bileklik çaldı sonra ben de ondan çaldım. | Open Subtitles | قام بسرقة سوار ألماسي الذي قمت بسرقته منه بعد ذلك |
| O bahsettiğiniz çay davetinde biri konutundan George Dönemi'nden kalma gümüş bir tatlı kaşığı çaldı. | Open Subtitles | تلك الأمسية ، كنت تتحدثين عن شقته قام أحدهم بسرقة ملعقة صغيرة من فضة جورجيا |
| Sığır çalmakla suçlanan bir grup da öldürülmüş. | Open Subtitles | و عندما اتهمت مجموعة منهم بسرقة الماشية، تم قتلهم |
| - Sanırım bebeği çalmakla çok meşguldü. - Yapma. | Open Subtitles | ــ لكنه كان مشغول بسرقة الطفل ــ لا تفعل |
| Bir baş belası bunu yanlış anlayıp, odamdan kutuyu çalıp... | Open Subtitles | أظن أحد صانعي المشاكل أجرى سوء فهم بسرقة الصندوق من مكتبي |
| Birileri planlarımı çalmış, kusurları düzeltmiş ve kendileri için kullanmış. | Open Subtitles | قام شخص ما بسرقة المخططات، وإصلاح الأخطاء وإستخدام ذلك لأنفسهم |
| Tacımı çaldın, inkar edemezsin. | Open Subtitles | لقد قمت بسرقة التاج الملكى لن تستطيع الانكار |
| Sonra polise arabayı çaldığını seni takip ettiğimi, buraya gelip kızı öldürdüğünü söylerim. | Open Subtitles | ثم سوف أخبر البوليس أنك قمت بسرقة السيارة ثم تتبعتك و أنك أتيت اٍلى هنا و قتلت الفتاة |
| Bu Yubaba'nın seni kontrol etme yolu; ismini çalmak. | Open Subtitles | أليس كذلك ؟ يوبابا تسيطر عليك بسرقة اسمك |
| Ya da ceset çalarak ve suçu bize yükleyerek hala örtbas etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | او ما زالوا يغطون الأثار , بسرقة الجتة , و وضع اللوم علينا |
| Birkaç metre uzaklıkta olan yuvalardaki işçiler, kraliçemizden yavrularını çalmaya başlar. | TED | تبدأ مجموعة عمال من الخلايا التي تبعد بعدة أمتار بسرقة صِغار ملكتنا. |
| O da bu ilaç hırsızlığı işindeyse, kız zulayı adamın evinde saklıyor olabilir. | Open Subtitles | لو كان هو مشترك بسرقة العقاقير ربما قد أخفتها بمكان اقامته يبدو الأمر |
| Çocuk hastanelerinden tekerlekli sandalye çalan küçük çaplı bir soyguncu olarak bilinirdi. | Open Subtitles | وايضاً للملابس كان لصاً صغيراً عٌرِف في الغالب بسرقة الكراسي المتحركة للمستشفيات |
| Yetkililer bunun bir soygun olarak başlayıp... artık bir rehine olayına dönüştüğünü söylüyor. | Open Subtitles | يقول المسؤولون هنا أن هذا بدأ بسرقة البنك و تحول ليصبح احتجاز رهائن |
| Biri böcek tozumu çalıyor. Benimle bir derdi var sanırım. | Open Subtitles | شخص ما يقوم بسرقة مبيد الحشرات خاصتي، شخص ما يسرقني |
| Robert Skidmore, ordunun para sevkiyatında hırsızlık yapmaktan hüküm giymiş. | Open Subtitles | روبرت سكيدمور مدان بسرقة شحنة أموال كانت قادمة لقاعدة حربية |