| Bana ihtiyacı var, çünkü ben sırrını anlattığı ilk kişiyim. | Open Subtitles | لقد احتاجني لأني كنت أول شخص أخبره بسره. أي سر؟ |
| Her ne yapıyorsa yapsın, sırrını mezara götürdüğü belli. | Open Subtitles | حسنا, مهما كان يفعل, سيأخذ بسره الى قبره. |
| Dostlarını iyi seçsen iyi olur, sana sırrını söylemediğine göre. | Open Subtitles | يجب عليك إختيار أصدقائك بشكل أفضل، من اللحظة التي قرر فيها ألاّ يخبرك بسره الصغير |
| Muhlbeck bizi terketti, ama sen Ruby'nin sırrını göreceksin. | Open Subtitles | لقد تركنا ولكن نريدك أن تخبرنا بسره. |
| Adam Baylin'in sırrı 15 yıldır bu kutunun içindeydi. | Open Subtitles | لقد احتفظ آدم بايلين بسره مقفلاً في هذا الصندق طول 15 سنة |
| Böylece beni kabinine götürdü ve bana sırrını anlattı. | Open Subtitles | لذا أخذنى الى غرفته و أخبرنى بسره |
| Pete, Clark'ın sırrını söylemesindeki riskleri biliyorduk. | Open Subtitles | -بيت كنا نعرف حجم المخاطرة عندما أخبرك كلارك بسره |
| Üzgünüm. Senle sırrını paylaşmıştır diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | آسفة, لكني إفترضت أنه قد أخبركِ بسره. |
| Hayır Robert onun sırrını bana anlatmayı seçtiğin zaman sen yaptın. | Open Subtitles | لا ، (روبرت) أنتَ فعلتَ هذا عندما إخترتَ أن تخبرني بسره |
| Ama bu sırrını sadece bana söylemiş olması.. | Open Subtitles | لكن حقيقة أن أخبرني وحدي بسره |
| - Ve sana sırrını söylemedi, öyle mi? | Open Subtitles | ولم يخبركِ أبداً بسره ؟ |
| Sakın sırrını söyleme. | Open Subtitles | لا تفشي بسره |
| Bana sırrını söyleyecek. | Open Subtitles | سيخبرني بسره |
| Eğer ben Samuel'e gitmeseydim güçleri hakkındaki sırrı hiç öğrenmeyecekti. | Open Subtitles | إن لم أذهب مباشرة إلى (صامويل) ما كان ليعلم بسره |