| Tom'un basit bir kişi olmasından bu nedenle memnunum. | Open Subtitles | لِهذا أَنا مسرورُ جداً توم هذا شخصِ بسيطِ. |
| Sadece basit bir şeyi merak ediyorum: | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُ معْرِفة شيءِ بسيطِ واحد: |
| Aradığın basit bir şeyse söylemen yeterliydi. | Open Subtitles | لا، إذا بسيطِ الذي أردتَ، أنت should've فقط قالَ لذا. |
| Evet, baba ama basitle görünüşte basit arasında fark vardır. | Open Subtitles | نعم، أَبّ. لكن هناك a إختلاف بين بسيطِ وبسيط بشكل خادع. |
| Geçen hafta seni basit bir bahçe hortumu almaya gönderdim. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي، أرسلتُك لa خرطوم حديقةِ بسيطِ. |