| Seni teknemde bikinili halde görmekten başka istediğim bir şey yok. | Open Subtitles | لن أرغب بشئٍ أكثر من ركوبكِ في قاربي وأنتِ مرتديةً البكيني |
| İkna edici bir şey söyleyeceğim ve beni bir daha görmeyecek. | Open Subtitles | اخبرها بشئٍ مقنع ثم أرحل عنها, ولن تراني مجدداً |
| Şu çöp kutusunu geçmeden sana bir şey söyleyeceğim. | Open Subtitles | قبل أن نتخطى سلة المهملات سأقوم بإخباركِ بشئٍ ما |
| Onları dinlediğinizde bir şeyler hissetmiyor musunuz yoksa değer verdiğiniz hiçbir şey yok mu? | Open Subtitles | ألا تشعر بشئٍ حينما تستمع إليهم ؟ أم أن أحساسك الساخر عميقٌ إلى تلك الدرجة ؟ |
| Peki, konuşmaya devam etmemi istiyor musun yoksa sen de sonunda bir şeyler söyleyecek misin? | Open Subtitles | إذن، أتريدُ منّي أن أستمرَ بالحديث أم إنّك ستتفوهُ بشئٍ في النهاية ؟ |
| Asla yapmayacağım bir şey hakkında benden garanti istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين أن تضمني منّي ألاّ أقوم بشئٍ ماكنت لأفعله أبداً |
| Ben bir şey içinde ölmek hissettim düşünüyorum. Aw. | Open Subtitles | أعتقد, أنّني شعرت بشئٍ يموتُ بالداخل هنا |
| Lütfen cevap vermeyin; kazara işe yarar bir şey yaparsınız falan! | Open Subtitles | لا .. أرجوكم أجيبوا لا سمح الله، قوموا بشئٍ مفيد في حياتكم |
| Belki de sen bir iyilik borcusundur, birileri birisine bir şey borçludur, sen de borç senedisindir. | Open Subtitles | إلا إذا كانَ الأمر مُـجامَلةً، شَخص ما يَـدين بشئٍ لشَـخصٍ مـا، وأنتَمَـنأصبَحتَمَّـتمُجامَـلته. |
| - Daha iyi ya. - Üzgünüm yanlış bir şey mi yaptım? | Open Subtitles | وهذا سببٌ إضافيٌ لتتصل بهم - معذرة، هل قمت بشئٍ خاطئ ؟ |
| Bu konunun neyle alakalı olduğuna dair bir şey söyledi mi sana? | Open Subtitles | هل أخبرتكـِ بشئٍ عن ماذا يدورُ هذا الأمرُ كله؟ |
| Şüpheli bir şey geliyor sende durum, bize bildirin. | Open Subtitles | وأبلغينا في حالِ تعثركـِ بشئٍ مثيرٍ للشكـ |
| Henüz değil ama Arkady'nin evinden aldığımız bu foto bize bir şey söyleyebilir. | Open Subtitles | ولكن الصورة التي حصلنا عليها من منزلِ أركادي قد تخبرنا بشئٍ من الواضحِ أنَّ ديكس إكتشفَ ذلك |
| Oh.Bu kadar basit bir şey olduğunu düşünmeliydim. | Open Subtitles | كان علي ان افكر بشئٍ بسيطٍ كهذا |
| Bu tarih size bir şey ifade ediyor mu? | Open Subtitles | هل يذكرك هذا التاريخ بشئٍ مهم ؟ |
| Bush bu büyüklük sadece bir şey için iyidir ve o şey de sikini saklamak içindir! | Open Subtitles | شجيرة بذلك الحجم, تفيد بشئٍ واحد! و ذلك الشيى يخفي القضيب! |
| Bana başka bir şey söylemek için gelmeni. | Open Subtitles | أريدك أن تأتي لإخباري بشئٍ آخر |
| Ayrıca geçen sefer birlikte bir şeyler yapmaya çalıştık. | Open Subtitles | بجانب، في آخر مرة حاولنا أن نقوم بشئٍ معاً |
| Daha kötü şeyler de vardır ama gerçekten aklıma getiremedim. | Open Subtitles | أعني, أنَّ هنالك أشياء أسوأ بالفعل من ذلك ولكن في الواقع لا يمكنني التفكيرُ بشئٍ في الوقت الحالي |
| O yüzden öldüğü gece yaptıkları alışılmadık şeyler değildi. | Open Subtitles | لذا فإنّ ما كان يفعله ليلة وفاته لمْ يكُن بشئٍ جديد. |
| Hadi ama, bir şeyler yapalım. | Open Subtitles | -أوه, هيّا لنقم بشئٍ ما , إنها مجرد مقالة سخيفة |