| İnsanda dokunmak isteği uyandıran, koyu bir teni vardı. | Open Subtitles | وكانت بشرتها سمراء تغري الإنسان بأن يلمسها |
| Yumuşak teni, tatlı dudakları, genç, diri vücudu. | Open Subtitles | بشرتها الناعمة ، شفتيها العذبتان جسدها الممشوق الشاب |
| Cildi, tekrar tekrar kullanılıp buruşmuş bir alüminyum folyo gibi olmuş. | Open Subtitles | مقرف. بشرتها تبدو وكأنها ورقة مطوية تحاولين تسريحها لإستخدامها مرة أخرى. |
| derisi insan Derisine benziyor. | Open Subtitles | تبدو بشرتها شبيهة ببشرة البشر. |
| Angie hala Tenini güneşten sakınır. | Open Subtitles | كانت انجي تقلق دائما من تأثير الشمس على بشرتها كانت تخشى من أن تصيبها بالنمش |
| ten renginden hoşlanmıyor ve çocuklarının renkli olmasını istiyordu. | Open Subtitles | كانت تكره بشرتها المخلطة و أرادت أن يكتسبوا أولادها اللون الأسود |
| ♪ Tenindeki boyalar Saçlarındaki renkler ♪ | Open Subtitles | ترسم على بشرتها الألوان على شعرها |
| teni parlıyor. Sırık gibi bacakları var. Bir de o kıça ne demeli? | Open Subtitles | بشرتها تشع ، وساقاها تمتد لأميال ومؤخرتها؟ |
| teni ışığı itmiyor, iyi ki göndermişsin. | Open Subtitles | ان بشرتها لا ترفض الضوء فعلتي حسنا بارسالها اليّ |
| Misafirimin kusursuz bir teni vardır. Makyaj istemez. | Open Subtitles | ضيفتنا بشرتها لا تشوبها شائبة ليست بحاجة لأيّ لمسات إضافية |
| Bu çalışma göründüğünde, bizim instagramda en ilgi çeken parçalarımızdan biriydi, ziyaretçiler bana onun günlük elementleri olan koyu teni, bigudileri ve takılarıyla bağlantı kurduklarını söylediler. | TED | عندما عُرِض هذا العمل كان من أكثر القطع التي نُشِرَت على الانستغرام، وأخبرني الزوّار بأنهم شعروا بصِلة مع عناصر الحياة اليومية فيها مع لون بشرتها البُني، البكرات التي تضعها، أومجوهراتها. |
| Cildi o kadar sıkı ki ona nasıl bakabiliyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | بشرتها ضيقة , أنا لا أعرف حتي كيف يمكنك النظر إليها |
| Cildi o kadar yumuşak, dudakları o kadar tatlıydı ki. | Open Subtitles | بشرتها كانت ناعمة للغاية , شفاتها كانتا حلوتين للغاية |
| Cildi, tırnağı, asıl sağlığını gösteren aparatlar falan öyle gösteriyor. | Open Subtitles | بشرتها,أسس أظافرها صحة.. جهازها بشكل أساسي متدهورة |
| Kar gibi beyaz derisi. | Open Subtitles | بشرتها بيضاء مثل الثلج |
| ve Tenini hissetmeliydin - sıcak mı, soğuk mu? | Open Subtitles | وان تلمس بشرتها لترى إذا كان ساخناً او بارداً |
| ten renginden hoşlanmıyor ve çocuklarının renkli olmasını istiyordu. | Open Subtitles | كانت تكره بشرتها المخلطة و أرادت أن يكتسبوا أولادها اللون الأسود |
| ♪ Tenindeki boyalar Saçlarındaki renkler ♪ | Open Subtitles | ترسم على بشرتها الألوان على شعرها |
| Ama dökmeyeceğim kanını ne de kardan beyaz, mermerden pürüzsüz teninde bir iz kalacak. | Open Subtitles | .. و مع ذلك لن اسفط دمائها ولا عن تمزيق بشرتها النقية كالثلج و ناعم كمرمر القبل |
| Dostum, eğer babanı yeterince sarhoş edebilirsek, annenin dış görünüşünün ötesini, teninin ötesini, bütün o egzamanın ve her bokun ötesini görecek. | Open Subtitles | اذا جعلنا والدك يثمل .. سيرى كيف كانت تبدو امك في الماضي وكيف كانت تبدو بشرتها .. |
| Kızgın sıcaklar, isilikler Ve tuzlu su Derisini acıtıyor. | Open Subtitles | ... و يبدو أن ملوحة ماء البحر آذت بشرتها |
| Hala derisinde olmasının tek yolu bu. | Open Subtitles | هذا هو السبيل الوحيد انها لا تزال على بشرتها |
| cildini parmak izi bulmak için taradım ama sonuç sıfır. | Open Subtitles | جربت رفع بصمات عن بشرتها وبالتأكيد لم أعثر على شيء |
| Demek ki elimizde boğulmuş, karbon monoksitle zehirlenmiş, cildinde fosfin olan bir kurban var. | Open Subtitles | جميع الحق، لذلك لدينا في مركز فيينا الدولي الذي كان خنقا، تسمم أول أكسيد الكربون، ديه بصة على بشرتها |
| - Hayır, hayır soluk tenli değil. | Open Subtitles | -لا ليس بشرتها -ماذا إذن ؟ |