| Ve bir anda insanların toplu halde internette, özel hayatlarını anlatan bir sürü ama bir sürü dijital ayak izi bıraktığını fark ettim. | TED | وهكذا فجأة، يترك الناس بشكل جماعي عشرات العشرات من البصمات الالكترونية على الانترنت و التي تحكي قصصا عن حياتهم الخاصة. |
| Onları toplu halde buraya çekip adamların dikkatlerini dağıtacağız. Bu arada da kaçacağız. | Open Subtitles | سنسحبهم بشكل جماعي لنصرف انتبائهم وبذلك يمكننا الخروج |
| İnsanları toplu bir şekilde bunu yapabilmeleri için bir fikir oluştu. | TED | فالفكرة أن نقوم بمشاركة الناس بصورة حقيقية بعمل شيء كهذا سوية ، بشكل جماعي. |
| Ve belki de, sadece belki dünyadaki herkes toplu bir şekilde gerçeğe doğru adımlarını atacaklardı. | Open Subtitles | وربما، ربما فقط، العالم يمكن أن يتقدم خطوة إلى الأمام بشكل جماعي إلى الواقع. |
| Çekirdekte 146 tepe aktör var ve bunlar kolektif olarak uluslararası şirketlerin değerlerinin %40'ını kontrol etme potansiyeline sahip. | TED | يوجد 146 لاعب كبير في اللب، وهم سوياً لديهم الإمكانية للتحكم بشكل جماعي في 40% من قيمة الشركات الانتقالية. |
| hep birlikte gidip görevli biriyle konuşalım ve onlara bizi burada tutamayacaklarını anlatalım. | Open Subtitles | يجب أن نذهب بشكل جماعي ونطلب التحدث مع المسؤول ونجعلهم يفخمون بإنهم لا يجب عليهم الإحتفاظ بنا هنا |
| Peki Toplu olarak bu sözleşme taleplerine karşı harekete geçtiniz mi? | Open Subtitles | وهل ناقشتم بشكل جماعي اتخاذ خطوات ردًا على المطالب الواردة في العقد؟ |
| Acil durum kuralları altında, halk sağlığı adına cesetler toplu halde yakılırlar. | Open Subtitles | تحت تشريع طارئ لأجل الصحة العامة يمكن للموتى الحرق بشكل جماعي |
| biz bu dersi toplu halde unuttuk | TED | ونحن قد نسينا هذا الدرس بشكل جماعي. |
| Böyle yapıyoruz, böylece, kendimizi, fikirlerimizin üzerine çıkararak olayları her bir kimsenin gözünden görmeye başlıyoruz, ve olaylara toplu halde bakabiliyoruz. | TED | نفعل ذلك لأنها ترفع من أنفسنا فوق آرائنا الخاصة ولذا وقتها سنبدأ برؤية الأشياء من خلال عيون الأخرين، وسنرى الأشياء بشكل جماعي. |
| Aklımıza gelen soru, bakterilerin, yani bu ilkel organizmaların, yalnız oldukları zaman ile topluluk içinde oldukları zaman arasındaki farkı nasıl bildikleri ve daha sonra nasıl toplu halde bir iş yapabildikleri idi. | TED | السؤال الذي يطرح نفسه هوكيف بإستطاعة هذه الكائنات البدائية أن تعرف الفرق بين وجودها في حالة منفردة وبين وجودها في جماعات والقيام بشيء بشكل جماعي |
| toplu halde saldırmaktan neden vazgeçtiler? | Open Subtitles | لماذا توقفوا عن مهاجمتنا بشكل جماعي ؟ |
| Başkan Kennedy'nin ölümünden bu yana, ulusumuz böylesine toplu bir yas görmemişti. | Open Subtitles | (منذ أن مات الرئيس (كندي وأمتنا لم تحزن هكذا بشكل جماعي |
| Başkan Kennedy'nin ölümünden bu yana, ulusumuz böylesine toplu bir yas görmemişti. | Open Subtitles | (منذ أن مات الرئيس (كندي وأمتنا لم تحزن هكذا بشكل جماعي |
| Toplumda kaynakları kolektif olarak kullandığımıza dair bir fikir de var, yani dönüşümlü yapmalıyız. | TED | وأيضًا هناك هذه الفكرة أننا نتقاسم الموارد بشكل جماعي في المجتمع، وعلينا أن نتناوب. |
| Şey, tepedeki 737 hissedar, Uluslararası Şirket değerlerinin %80'ini kolektif olarak kontrol etme potansiyeline sahipti. | TED | حسناً، يتضح أن أكبر المساهمين البالغ عددهم 737 لديهم إمكانية السيطرة بشكل جماعي على 80% من قيمة الشركات الإنتقالية. |
| Buradaki insanlar hep birlikte ortaklaşa çalıştıklarında harika işler çıkarabiliyorlar. | Open Subtitles | هذه المجموعة من الناس عندما يفكرون بشكل جماعي يستطيعون عمل العجائب |
| Nasıl bir dünya istediğimize hep birlikte karar vermek zorundaydık. | Open Subtitles | علينا أن نقرر بشكل جماعي في أي عالم نريد أن نعيش؟ |
| Toplu olarak sizinle Frank Peterson'un cenazesinde temasa geçtik. | Open Subtitles | نحن تواصلنا معكِ بشكل جماعي في جنازة فرانك بيترسون |
| Toplu olarak patronunuza karşı sesli öfkenizi dile getirdiniz mi? | Open Subtitles | هل عبّرتم بشكل جماعي عن غضبكم لرئيسكم؟ |