"بصديقه" - Translation from Arabic to Turkish

• arkadaşını
• arkadaşının
• arkadaşına
• dostu

Harika bir yem olacak, arkadaşını yakalarsak burada ne aradıklarını da öğrenebiliriz.
إنه إفضل طعم حصلنا عليه للإيقاع بصديقه وإكتشاف ما الذي يفعلونه هنا

Sonra, bana vize konusunda sıkıntı olup olmadığını soran İçişleri Bakanlığı'ndaki arkadaşını aradı.
وثم أتصل بصديقه في وزارة الداخلية الذي .سألني إذا كانت لديكِ مشكلة بالتأشيرة

Ertesi gün, arkadaşını aradı ve ona başka bir tabela koydurttu.
في اليوم التالي ، قام بالاتصال بصديقه وطلب منه وضع علامه اخرى

Bay Bingley'in samimiyetinden şüphem yok. Elbette arkadaşının yanında olup ona inanır.
أنا لاأشك فى أخلاص السيد بنجلى بالطبع كان ليثق بصديقه

Kefalet için arkadaşını aradı, benim telefonumdan ve arkadaşının adı Stratton'dı.
واستخدم هاتفي للاتصال بصديقه ليخرجه بكفاله وكان اسم صديقه ستراتون

Değil, çünkü en iyi arkadaşına takmış, kel bir yedi yaşında çocuk olmak istemiyorum.
خطأ! لأني لا أريد أن أصبح عملاقاً أصلع بعمر 7 سنوات.. والذي هو مهووسٌ بصديقه المفضّل..

Stokes dostu John Gitomer'ı aradı.
ستوكس قام بالاتصال بصديقه وهو جون جيتمور

Avukat, hakim arkadaşını arayacak ve ikisi Sara'ya suçu senin üstüne yıkmak için çok tatlı bir teklif yapacaklar.
والمحامي سيتصل بصديقه القاضي والاثنان سيعرضان على سارة عرضا رائعا لتقلب الموضوع عليك

Vietnam Anıtı yapıldıktan sonra şehit arkadaşını anmak için Quinn sürekli duvara gidermiş.
نعم. بعد أن أنشىء النصب التذكاري لفيتنام، ذهب "كوين" بانتظام إلى الجدار للإشادة بصديقه المتوفى.

Şirketimin yıllık 38 milyon dolar geliri olduğunu biliyor muydunuz? Roger, Barolar Birliğindeki arkadaşını arayabilir.
أتعرفان أن قيمة الموجودات في شركتي هي ( 38مليون دولار) سنوياًً يستطيه (روجر) الاتصال بصديقه في جمعية النقابة

Belki de Walker, arkadaşını kurtarmayı planlıyordur.
ربما (والكر) يخطط بأن يعتني بصديقه

Belki Stiletto onun ağzında arkadaşının ismini verecek kadar diş bırakmıştır.
فربّما تركت "خِنجر" ما يكفي من الأسنان بفمه ليشي بصديقه.

Bir arkadaşına gecikeceğini haber verir.
فإتصلت بصديقه لها لتعلمها أنها ستتأخر

Nasıl bir hrbo arkadaşına böyle bir şey yapar?
عجباً, أي مُهرج قد يفعل ذلك بصديقه ؟

Dik yürüyebilir ve dostu veya düşmanıyla karşılaşabilir.
يمكنه أن يمشي مستقيماً ويلتقي بصديقه أو بعدوّه